Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde başkanlık ettiği Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, "Ülkemizin bayrak taşıyıcı kurumu olan Türk Hava Yolları, hem dünyanın çeşitli yerlerindeki vatandaşlarımızın ailelerine kavuşturulması, hem de kargo taşımacılığını kesintisiz sürdürerek temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok büyük gayret gösterdi. Krizden en çok etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yollarımıza da gereken desteği vereceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren, Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek ülkenin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Nitekim çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen, virüsün ülkemize sirayeti hem oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden, sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor, uygulamaya geçiriyoruz. Bu çerçevede, biraz önce de bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin, resmi, sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısını gerçekleştirdik. Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla çok önemli kararlar aldık. Esasen, hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin, diğer boyutlarının yanı sıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar. Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Özellikle de ekonomi yönetimimiz ve ilgili kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve ön görülerini toplayarak hazırlıklarını yaptı. Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası belirledik."
Son yıllarda ekonomiyi hedef alan saldırılara karşı verdikleri mücadele sayesinde, küresel türbülanslara karşı güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi bu iki aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyoruz. Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor ve bundan dolayı da hasarın boyutları kestirilemiyor. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ancak bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir. " diye konuştu.
Bugün itibariyle dünyada kovid19 hastalığı teşhis edilen kişi sayısı 200 bine, bu hastalıktan ölen kişi sayısı ise 8 bine yaklaşmıştır. Hastalık teşhisi konanların 80 bini iyileşirken, kalanların tedavisi sürmektedir. Her ülke kovid 19 tehdidine karşı mücadele etmektedir. Kimi hızla sınırları kapatıp sıkı karantina yöntemlerine başvururken, kimileri de hastalığın serbestçe seyrine izin vererek doğal bağışıklık sistemini harekete geçirmeyi tercih etmektedir.
Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı, hem kendimizin, hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır. KOVİD-19 hastalığından en iyi korunma yöntemi, herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Hiç kimse, bencilliği veya özensizliği sebebiyle, tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir. Toplumun tamamının sağlığı ve huzuru için bireyler olarak her birimizin fedakârlıkta bulunma sorumluluğu vardır. Dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye’deki tedbirler de, salgın riski ortadan kalkana kadar geçici olarak uygulanacaktır. Açıklanan tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek, evde kalma süresini 3 haftayla sınırlı tutabiliriz.
Bu süreçte en çok hassasiyet göstermemiz gereken husus, bireysel temizliğimize ve diğer insanlarla olan mesafemize dikkat etmektir. Bilim insanları, KOVİD-19 virüsüne karşı en etkili tedbirin temizlik olduğu konusunda hemfikirdir. Hem inancımızda, hem kültürümüzde, kalp temizliği yanında vücut temizliği, hane temizliği, çevre temizliği de çok büyük önem taşır.
Milletimin her bir ferdinden ricam, KOVİD-19 tehdidi geçene kadar, mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır. Kontrol altında tutamayacağımız her türlü temas, bizi virüs taşıyıcısı haline getirebilir. Kendimiz zarar görmesek de, taşıdığımız virüsü, Allah muhafaza, sevdiklerimize bulaştırarak, hastalanmalarına, hatta ölümlerine yol açabiliriz. Sosyal mesafeyi ne kadar korur ve sosyal hareketliliği ne kadar azaltırsak, virüsün yayılma hızını, dolayısıyla yol açtığı tehdidi o derece düşürürüz.
Toplu ulaşım araçları ve kapalı mekânlar başta olmak üzere, insanların çok yakın mesafede bulundukları, ortak kullanıma açık her yer, virüsün potansiyel yayılma alanlarıdır. Herhangi bir şekilde virüse maruz kalmış tek bir kişinin, ikazları dinlemeyip, gereksiz yere dışarıda dolaşması halinde, gün içinde yüzlerce kişiye bunu bulaştırma ihtimali vardır. Hâlbuki vakit, gönlümüzce gezme değil; tedbir, tefekkür, tevekkül, okuma, dinginlik vaktidir. Vakit; yapabileceğimiz her şeyi evimizden yapma, dış dünya ile fiziki irtibatımızı asgariye indirme vaktidir. Vakit; sevdiklerimiz başta olmak üzere, toplumun tamamı için kendimizden fedakârlık etme vaktidir.
Altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum:
"MECBURİYETİ OLMAYAN VATANDAŞLARIMIZ EVİNDEN ÇIKMAMALI"
Mecburiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız, tehdit ortadan kalkana kadar, evinden çıkmamalı, kimseyle temas etmemelidir. İşlerine giden vatandaşlarımız, mesai bitimiyle birlikte hemen evlerine dönmeli, kapıdan girer girmez de, kimseyle temas etmeden ilk iş sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır. İster kamu, ister özel olsun tüm işyerlerinde de virüsün yayılma ihtimalini en aza indirecek tedbirlerin tamamı alınmalıdır.
Çocuklarımızdan, dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerine çalışarak vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz. En büyük risk grubunu oluşturan yaşlılarımızın, sadece evden çıkmamakla yetinmeyerek, bir süre, ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle de mesafeli şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır.
Bilim Kurulumuzun önerisiyle, önce İstanbul ve Ankara’da başlatılacak bir çalışmayla, 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılarımıza koruyucu maske ve kolonya dağıtacağız.
76 YAŞ ÜSTÜ EMEKLİLER MAAŞLARINI EVDE ALABİLECEK
Yalnız yaşayan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında, devlet kadar, yakınlarına ve komşularına da görev düşüyor. Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak, süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz. Kamu bankalarımız 76 yaş üzeri emeklilerimizin maaş ödemelerini, istelerse evlerinde yapacaklar. Huzurevlerimizdeki doktor sayısını da artırarak, yaşlılarımızın sağlığını daha yakından takip edeceğiz.
Bir diğer önemli konu, sağlık sistemimizi güçlü bir şekilde ayakta tutmaktır. Bunun için, sağlık kuruluşlarımızın üzerine binecek yükü hafifletmemiz gerekiyor. Vatandaşlarımızdan, hayati olmayan sağlık sorunlarına, mümkün olduğu kadar aile hekimleri vasıtasıyla çözüm aramalarını özellikle rica ediyorum. Unutmayınız, salgın hastalık durumlarında hastaneler, aynı zamanda virüs bulaşma ihtimali en yüksek yerler haline gelmektedir. Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız ise, paniğe kapılmadan, öncelikle Sağlık Bakanlığımızın ALO 184 hattını aramalıdır. Buradan yapılacak yönlendirmeye göre hareket edilmesi halinde, sağlık kurumlarımızdan en yüksek verimle istifade edebiliriz. Bu vesileyle takdire şayan bir fedakarlıkla ve sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı sunuyorum.
Yaşadığımız bu kritik süreçte, gıda, temizlik, su, iletişim ve diğer temel ihtiyaçların kesintisiz devam ettirilebilmesi için üretimden lojistiğe kadar her türlü tedbiri aldık, alıyoruz.
KOVİD-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını da tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarını yürüten Sanayi ve Teknolojimiz Bakanlığımız, bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim potansiyelimiz var.
"THY'YE GEREKEN DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Krizden en çok etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yollarımıza da gereken desteği vereceğiz. Görüldüğü gibi, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren, Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek, ülkemizin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Nitekim, çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen, virüsün ülkemize sirayeti hem oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için, tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden, sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor, uygulamaya geçiriyoruz. Bu çerçevede, biraz önce de, bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin, resmi-sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik.
Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla, çok önemli kararlar aldık. Esasen, hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin, diğer boyutlarının yanısıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar. Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Ekonomi yönetimimiz ve ilgili kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve ön görülerini toplayarak, hazırlıklarını yaptı. Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası hazırladık.
Son yıllarda ekonomimizi hedef alan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele sayesinde, küresel türbülanslara karşı güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirdik. Şimdi bu 2 aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyoruz. Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor olduğumuz için, hasarın boyutları kestirilemiyor. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor.
EKONOMİ İÇİN 100 MİLYAR LİRALIK DESTEK PAKETİ...
Ancak, bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir. Hindistan Borsası’nın yüzde 18, Japonya’nın yüzde 20, Amerika’nın yüzde 21, İngiltere’nin yüzde 22, Almanya’nın 26, İtalya’nın yüzde 32 değer kaybettiği 28 Şubat-16 Mart tarihleri arasında, bizim kaybımız yüzde 17’de kaldı.
Aynı tarihlerde Türk Lirası olarak da, gelişmekte olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterdik. Şimdi ekonomimiz için koruma kalkanı olacak bir paketi devreye alıyoruz.
Dün Merkez Bankamız piyasalar açısından oldukça önemli bazı adımları atarak, likidite sıkıntısı yaşanmayacağının garantisini ortaya koydu. Bu kapsamda Merkez Bankamız, ihracatçımız için de çok önemli uygulamalar başlattı.
Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek, azami vade 1 yıl uzatıldı. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de yine 1 yıl uzatıldı. Böylece, ihracatçımız bu süreçteki belirsizliği böylece rahat bir şekilde atlatabilecek. En büyük önceliğimiz üretim ve istihdamın sekteye uğramamasıdır. İnşallah bu süreçten, kamu-özel sektör dayanışması ile daha da güçlenerek çıkacağız.
Birazdan açıklayacağımız paketteki imkanlardan istifade edecek firmalar için ön şartımız, istihdam kaybına yol açmamalarıdır. Finansal kurum ve kuruluşlarda kredi limiti olan firmaların, likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi önemlidir.
Finans kuruluşlarından, bu ortamda istihdamın muhafazası ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik adımlar bekliyoruz. Tüm finans kuruluşların; kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz.
Bunun yanında, kurumsal firmaların, KOBİ’lerin, bireysel kesimin, geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri nedenlerle gelir kaybı yaşayanların, kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme, yapılandırma, düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir. Türkiye Bankalar Birliğinin bu konuda aldığı tavsiye kararına, tüm finans kuruluşlarının uyacağına inanıyoruz. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz.
Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz.
Bu çerçevede devreye sokacağımız tedbirler şunlardır:
1- Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz.
2- Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız.
3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik.
4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indiriyoruz.
5- KOVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız.
6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz.
7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.
8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere vereceğiz.
9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.
10- 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz.
11- Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlayacağız.
12- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz.
13- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.
14- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandırılacağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.
15- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz.
16- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılmasını sağlıyoruz.
17- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz.
18- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.
19- Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakende de belirlediğimiz önceliklere göre alternatif kanallar geliştireceğiz.
20- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz.
Alınan kararların milletimize ve ekonomimize hayırlı olmasını dilerim. Basın toplantımıza iştirakiniz ve dikkatiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Hiçbir virüsün Türkiye’den, Türk Milletinin birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden, aldığımız ve alacağımız tedbirlerden daha büyük olamayacağını tekrar ederek, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.