MEB bu sene yaptığı değişiklerle öğrencilerdeki sınav kaygısını önemli ölçüde azalttı. 8.sınıf öğrencileri 1.dönem merkezi yazılılarda bu yeni sistemin ilk sınavlarını atlatarak ikinci dönem sınavlarına daha bilinçli hazırlandılar. Çünkü daha önce yapılan SBS’ de öğrencinin yapılacak olası yanlışlarını düzeltemeyecek olması çok ciddi kaygı yaratıyordu. Şimdi ise 1.dönem merkezi yazılılarda istediği sonucu alamayan öğrenciler ikinci dönem bu eksikliği kapatabilme şansı yakaladı ya da birinci dönem yazılıları bekledikleri gibi başarılı geçen öğrenciler bu başarıyı sürdürmek için çalışmalar yaptı. Şimdi ise sınava birkaç gün kaldı. Bugünlerde hem öğrencilerin hem de velilerin dikkat etmesi gereken unsurlar var.
Velilerin bugünlerde sınavla ilgili olumsuz konuşmalardan kaçınmaları gerektiğini belirten Uğur Hazırlık Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil; “Öğrenciyi yargılayıcı, başkaları ile karşılaştırıcı cümlelerden uzak durarak güven verici konuşmalar yapmaları faydalı olacaktır. Özellikle 1.dönem yazılılarına dair tehdit ve uyarı içeren cümleler kurulmamalı. Veliler öğrenciyi motive etmeye çalışırlar ama farkında olmadan sınav yaklaştıkça bu tarz cümleler kurmak öğrencinin kaygısını artırır. Bu konuşmaların yerine öğrenciyle veli açık hava etkinlikleri, birlikte film izlemek gibi sosyal faaliyetler yapmalı. Birlikte geçirilen vakitler veli-öğrenci arasındaki ilişkiyi geliştirecek ve iki tarafı da sınavın olumsuz havasından uzaklaştıracaktır.” dedi.
Öğrencilerin ise sınavdan önceki günleri konuları tekrar ederek geçirmeleri gerektiğinin altını çizen Kösegil; “Eksik olan konuları pekiştirecek çalışmalar yapmak sınav anında sorular arasında çelişkide kalma durumunu engelleyecektir. Öğrencilerin gerek sınavdan önce gerekse sınav aralarında sınavla ilgili olumsuz, başarısızlık içeren cümlelerden kaçınmaları sınavlar sırasındaki heyecanı dengeleyecektir. Heyecanlanmaktan korkmak sınav heyecanını artırır. Öğrenciler şunu bilmeli ki gerek eğitim hayatları boyunca gerekse iş hayatlarında hep sınavlarla karşı karşıya kalacaklar. Dolayısıyla bu ne ilk ne de son sınav olacak. Bu sınavlar onlar için hedefledikleri okullara girmenin hatta hedefledikleri mesleklere ulaşmanın basamakları. Kendilerine hedeflerine ulaştıracak olan sınavlardan korkmak yerine sınavları sevsinler. Bu sınavlar onların hayatında hep yeni ve güzel başlangıçları getirecek.” şeklinde konuştu.
Sınav esnasında öğrencilerin dikkatini dağıtacak pek çok şey olacağına dikkat çeken Nazik Kösegil; “Öğrenciler özellikle sınavlara kendi okullarında girdikleri için yanlarında arkadaşları olacak; sınav gözetmeni değişecek ancak kendi öğretmenleri olmayacak. Sınava girdiklerini yalnızca soru kitapçıklarına odaklanıp, soruları çözmeye çalışsınlar. Olası bir gerginlik ve heyecan durumunda kalemi bırakıp derin bir nefes alıp, sakinleşip devam etsinler. Sonuçta bu sınavın en güzel özelliği yanlışların doğruları götürmemesi, dolayısıyla çok zorlandıkları sınavlarda en yakın şıkkı işaretleyebilirler. Zorlandıkları sorulara takılmayıp sınavı bitirdikten sonra tekrar o sorulara dönüp çözmeye çalışsınlar.” dedi. Yazılılar arasındaki teneffüslerin de çok önemli olduğuna değinen Kösegil; “Öğrenciler sınavdan çıktıktan sonra kendi arkadaşlarıyla birlikte aynı sınıfta oldukları için sürekli sınavla ilgili konuşma ihtiyacı duyacaklar. Bu konuşmaların mümkün olduğunca bir sonraki sınavı destekleyici nitelikte konuşmalar olması önemli. Sürekli sınavın olumsuz yönünü ifade edip kendilerini üzmek yerine iyi yaptıkları noktaları düşünsünler ve bir sonraki sınavın iyi geçeceğine kendilerini motive etsinler. Sınav aralarında okul bahçesine çıkıp temiz hava almak, koşuşturup yorulmak yerine dinlenmek faydalı olabilir.” şeklinde görüş bildirdi.