Sağlıklı bir yaşam sürmenin olmazsa olmaz koşullarından birinin güvenli gıdalara erişimin sağlanması olduğu ifade edilen Tarım ve Gıda Etiği Derneğinin kamuoyuna sunduğu basın açıklamasında, “Gıdalar tedavi amaçlı değildir; ancak sağlıklı halin korunmasında vazgeçilmez oldukları gibi, bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlar sonucunda sağlık açısından tehdit haline de gelebilirler” denildi.
Açıklamanın devamında ise şu bilgilere yer verildi:
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Aralık 2018'de aldığı kararla 7 Haziran gününü “Dünya Gıda Güvenliği Günü” olarak ilan etmiş ve her yıla özel temalarla bu konuda farkındalık ve duyarlılık yaratmayı hedeflemiştir. 2022 yılının teması “Daha Güvenli Gıda, Daha İyi Bir Sağlık” olarak belirlenmiştir.
Bizler, güvenli gıda ile insan sağlığı arasındaki derin ilişkiyi uzun yıllardır çok iyi bilmekteyiz. Ancak, içinde bulunduğumuz zaman diliminde yaşanan iklim ve çevre krizi, çatışmalar ve ekonomik sorunlar ile birlikte, tarım ve gıda sistemine bu boyutları da kapsayan farklı bir bakış açısı geliştirmenin kaçınılmaz bir gereklilik olduğu ortadadır.
Sadece insanların refahını ve beslenmesini amaçlayarak, gıdaya meta olarak yaklaşarak güvenilir gıdanın sürdürülebilir biçimde tüm kesimlere arzının sağlanmasının mümkün olmadığı açıktır. Çevre kirliliği, iklim sorunları, hayvan, insan ve bitki sağlığı bir bütünsellik içindedirler, aralarında sistemik bir bağ bulunmaktadır. Doğadaki dengeyi gözetmeden, insan sağlığını koruyabilmek veya gıda güvenliğini sağlamak mümkün değildir.
90’lı yılların ilk yarısında, tamamen sofraya gelen gıdaya ve o gıdanın özelliklerine odaklı olan gıda güvenliği anlayışı; ilk evrimini 90’lı yılların ikinci yarısında başlayan değerlendirmeler sonucunda yaşamış ve 2000’li yılların başından itibaren “tarladan sofraya/çiftlikten çatala” kavramına dönüşmüştür. Ancak hâlâ özünde insan odaklıdır. Günümüz, ezberlerin bir kez daha bozulması zamanıdır. Artık gıda güvenliği kavramının, “tarladan sofraya/çiftlikten çatala” çerçevesini aşarak; doğayı, çevreyi, hayvanları ve bitkileri, ekolojik dengeleri de içermek durumunda olduğu dillendirilmekte ve bu konu her geçen gün daha yoğun biçimde tartışılmaktadır.
Diğer yandan, savaşlar, çatışma ortamları ve ekonomik krizler de güvenilir gıdaya ulaşmanın önündeki en önemli engeller arasındadır. Böylesi dar ve zor günlerde, gıda güvenliğinin önemle üzerinde durulması gerekmekte ve sağlanması bir o kadar zor hale gelmektedir.
İnsanların kendi refahlarını merkeze alarak ve tarım/gıda ürünlerini metalaştırarak attıkları adımların sonuçları, gıda güvenliğinin sağlanmasında kendilerine engeller çıkarır hale gelmiştir.
Gıda güvenliğinin sağlanması günümüzün en temel etik sorunları arasındadır. Bugün, yani bilginin ve teknolojinin bu ileri çağında hâlâ gıda güvenliği sorunları yaşanmakta ise; başta ülkeleri yönetenler olmak üzere, bir kez daha düşünmenin, değerlerimizi gözden geçirmenin tam zamanıdır!
Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET)
Yönetim Kurulu