Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı bünyesinde bulunan Herodotos Tarih Araştırmaları Merkezi’nin 2019-2020 kış dönemi “Tarih Konferansları” serisi, Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru’nun Kibyra Antik Kenti konferansı ile başladı. Açılış konuşmasını vakıf başkanı Özay Kartal yaptı.
Ardından, 2006 yılından beri Burdur ili sınırları içindeki Kibyra Antik Kenti’nde kazı çalışmaları yürüten Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Göller Yöresi Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, antik kent ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2016 yılı için UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne yaptığı başvuru sonucunda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Kibyra Antik Kenti hakkında Kent Haber’e konuşan Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, şunları dile getirdi:
“Bu kent Burdur’un Gölhisar ilçesi sınırları içerisinde yer alan bir antik kentimiz. Bodrumluların alışık olduğu türde bir sahil yerleşimi değil. Yüksek tepeler üzerinde, bin metre rakımda kurulmuş bir kentimizi anlatacağız. 2006 yılında biz ekibimizle bu kentte arkeolojik kazılara başlamıştık ve halen devam ediyoruz. Bu süreçte kentteki yapılar görünür hale geldi. Bu birikimi Bodrumlularla paylaşmaya geldik.”
Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra'nın geçmişte büyük bir ekonomiye sahip güçlü bir kent olduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti:
“Kibyra, antik dönemde büyük bir ekonomiye sahip güçlü bir kent. Sanayisi, tarım ve hayvancılığıyla ön plana çıkan bir kent. Örneğin demir işçiliğinin çok önemli olduğunu biliyoruz. Nüfusu 100 binden aşağı olmayan geniş bir kırsal alana sahip eski Anadolu kenti. Kendine özgü kültürel bölgesi var. Nitekim o bölge Roma İmparatorluğu dönemi dahil Kibyratis olarak biliniyor, isimlendiriliyor. Kenti ziyaret eden bir kişi hem Roma İmparatorluk dönemi, yani yaklaşık 2 bin yıllık bir kent kalıntılarını hem de Bizans olarak bildiğimiz Doğu Roma İmparatorluk dönemi kalıntılarını birlikte görebilirler. Bunlar açığa çıktı. Örneğin 11 bin kişilik bir stadyum, spor alanı var, büyük oranda sağlam. 8-9 bin kişilik bir antik tiyatroya sahip. Anadolu’nun en büyük “odeon” yani müzik konser salonuna sahip bir kent. 3 bin 600 kişilik bir odeon var. Bu odeonda bir medusa mozaiği çıktı. Kibyra, bununla ünlendi diyebiliriz. Yani burayı ziyaret eden bir kişi yaklaşık 2 bin yıllık bir eski Anadolu kenti ve kültürünü tanıma imkanı bulmuş oluyor.”
Özüdoğru, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Birinci derece arkeolojik sit alanımız 500 hektar. Fakat biz sadece bunun 50-60 hektarlık devlet yapılarının olduğu merkez tepeyi kazıyoruz. Biliyorsunuz arkeolojik kazılar uzun soluklu işler. Biz kazı olarak 14’üncü sezonumuzu geride bırakıyoruz. Henüz yeni bir kazı sayılır. Kibyra bu süreçte hem verdiği önemli bilimsel verilerle, hem de turizm görseli yaratması açısından çok önemli bir kent haline gelmeye başladı.”