Alevi inancına göre Şubat ayının ilk haftasında başlayan ve günümüzde 13-14-15 Şubat’ta oruç tutmak gelenek haline gelen Hızır ayına özel yapılan Hızır Cem’i Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği’nin merkezinde gerçekleştirildi.
Farklı insan kılığında, kişileri imtihan ederek onların dertlerine çare bulan gizemli varlık olarak adlandırılan, diğer dini inanışlarda da yer bulan ve bazılarında Peygamber olarak geçen Hızır için tutulan oruçlar isteğe bağlı olup zorunluluk içermiyor.
Denizli’den gelen Sultan Ana tarafından yürütülen Cem töreninde Alevi inancına bağlı vatandaşların yanı sıra diğer inanç sahipleri de katılarak birlikte dualar ettiler. Dernek Başkanı Cem Yalçın derneğin kurulduğu günden bu yana Alevi kültür ve inancını yaşatmak için gayret gösterdiğini dile getirdiği konuşmasına şöyle devam etti “Şu an Hızır ayı içerisindeyiz. Hızır ayı içerisinde canlarla birlikte cem olduk, Hızır Cem’i tutuyoruz. Sultan anamız geldi Denizli’den. Cemimizi de Sultan ana yürütüyor. Biliyorsunuz Hünkarımızın dediği gibi aslanın dişisi de aslandır, erkeği de aslandır. Biz kadın erkek eşitliğine de inandığımız için kadın da erkek de hepsi bizim için candır, insandır. O anlamda bugün cemimizi de Sultan Ana yürütüyor. Canlar lokmalarını getirdi ve burada pişirdik. Lokmalarımızı da canlarımızla beraber paylaşacağız. Hızır bir anlamda bereketin de simgesidir. İçinde bulunduğumuz Hızır ayında doğanın uyanışını da sembolize etmektedir. Derneğimiz kurulduğundan beri Alevi kültür ve inancını yürütmeye çalışıyoruz. Bu anlamda da gerek Nevruz’da, gerek Hıdır Ellez’de, gerek Hızır ayı içerisinde, gerek Muharrem ayı içerisinde ibadetlerimizi düzenli olarak yapmaya gayret ediyoruz. “
Alevi inanışına göre Allah’ın gizli sırlarını taşıdığına inanılan Hızır Abı Hayat (Ölümsüzlük Şerbeti) suyu içtiği için ölümsüzdür. Temiz bir leğen veya sininin üzerine un elekten geçilerek döküldükten sonra, üzerine temiz bir tülbent veya çarşaf örtülerek evin el ayak değmeyeceği tenha ve yüksek bir yerine konulur. Ev halkı içindeki gençler genellikle, niyet tutarak bu işi zevkle yaparlar. Bir gün sonra tepsinin üzerindeki örtü açılır, şayet bir iz varsa, tutulan dileğin yerine geleceğine inanılır. O eve Hızır’ın uğradığı söylenir.