Sözcü Gazetesinden Yaşar Anter'in haberinde; Bodrum Kent Konseyi Karia Kültür Mirası Çalışma Grubu’ndaki arkeologlar Ayşe Temiz, Aykut Özet, Aynur Özet ile tarihçiler ve Gümüşlük’te yaşayan STK gönüllülerinin bugün Kent Konseyi binası önünde basın açıklaması yaptığı duyurularak konuyla ilgili gelişmeler aktarıldı.
“BODRUM’DA ŞİMDİYE KADAR GÖRÜLMÜŞ BİR OLAY DEĞİL”
1965 yılından bu yana Bodrum’da arkeolojik alanlarda çalışma yaptığını belirten ve 1988 yılından itibaren Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcılığı yapan emekli arkeolog Aykut Özet “Koruma kurulunun böyle bir karar aldığını ve müzenin 1. derece sit alanının 3. dereceye çıkartıp yapılaşmaya açılması için sondaj çalışmasını yaptığını duyunca şok oldum. Bodrum tarihinde görülmüş bir olay değil. Çünkü bu koruma kurulundakiler de bölgedeki kazıları yöneten deneyimli arkeologlar, kazı başkanlarıdır. Sondaj yaptıkları yerin altında dev antik tiyatro ve kentin önemli yerleşim merkezi var, bunların bir bölümünü gün ışığına çıkarmıştık” dedi.
“DÖRT BİN YILLIK TARİHİN ÜZERİNE YAPILAŞMA MI OLUR?”
Arkeolog Ayşe Temiz ise Myndos Antik Kenti’nin prehistorik çağdan başlamak üzere günümüze kadar sürekli yerleşim gördüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Burası aynı zamanda M.Ö. 4. yüzyılda Mausollos döneminde Karya bölgesinin üç önemli kentlerinden biridir. Myndos’da yapılan arkeolojik kazılar sırasında büyük çaplı bir tiyatro, bouleiterion ve tapınaklar ile şehrin kuzey kapısına ait iki kulenin temelleri, sütunlu yollar, gymnasion, hamam ve Bizans çağına ait kiliselerin kalıntıları tespit edilmişti.
“YAPILAŞMA AMACI GÜDEN BİR KARAR”
“Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 23 Mart 2022 tarihinde 1. derece korunması gerekli arkeolojik sit alanını derecesini düşürme ve yapılaşmaya açma amacı güden bir karar aldı. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6. Maddesi’nde, korunması gerekli olan taşınmaz kültür varlıklarının sayımı ve tanımı yapılmış olup Myndos Antik Kenti de kanunun bu maddesi kapsamına girmektedir. Aynı kanunun ilgili maddelerine göre, arkeolojik sit alanlarına yönelik bu tip yapılması istenen müdahaleler yasalar gereği ve bilimsel değerlendirmeler açısından çok sakıncalıdır.”