Bodrum önemli bir seçimini geride bıraktı.
Bodrum Ticaret Odası seçimleri Mahmut KOCADON liderliğindeki "BİZBİRİZ" ekibinin zaferiyle sonuçlandı.
Yerel ve genel seçimlerde 100.000 kişinin oy kullanacağı Bodrum‘da 2000 kişinin oy kullandığı Bodrum Ticaret Odası seçimleri neden bu kadar patırtı koparttı?
Bodrum‘da herkes biliyor ki bu patırtının nedeni aslında bu oda seçiminin, önümüzdeki yerel seçimlerin provası niteliğine dönüştürülmüş olması.
İlçedeki tüm siyasi aktörlerin bu oda seçiminde saf tutmuş olmaları bunun en net kanıtı.
Nasıl ki mindere çıkan pehlivanlar önce bi el ense atar ve karşı pehlivana yoklama çeker, o misal işte.
BODTO seçimlerinde "ağbi" Mahmut KOCADON‘un bileğinin bükülmesi yerel seçimlerde Mehmet KOCADON karşısına çıkacak rakip yada rakiplere önemli bir moral motivasyon sağlayacaktı.
Olmadı!
Tüccar odalarına ve seçimlerine siyasetin karışması Bodrum gibi ufak bir beldede kamplaşma ve çatışmaları yaratacağından sakıncalı olsa da şu an için realite bu.
Oda seçimlerinde siyasi tarafların saf tutmasını tabii ki anlaya bilir, analiz ederiz, lakin BODTO seçimlerinde oluşturulan safları anlamakda haylice zorlandık.
Mahmut Kocadon‘un Biz Biriz grubu karşısındaki Vizyon grubunu oluşturan siyasi aktörlere baktığımızda hepsinin siyaset bilimine göre karşı karşıya olması gerekirken yan yana ve kol kolalar. Sosyalistler, Ülkücüler, Sosyal demokratlar ve Cemaat.
KOCADON karşısındaki bu siyasi saf tutuşu siyaset bilimi açıklamakta zorlanır diye düşünüyorum.
Nitekim bu "doku uyulmazlığı" daha yolun başında Vizyon Grubu‘nun kendi aralarında lider seçememe ve bir adaylarının fire vermesi gibi zaafiyetlere neden oldu.
Ve başarılı bir kampanya çalışmasına rağmen tabandaki bu zaafiyet odanın tüccar seçmen gruplarının 10 da 8 i tarafından kabul görmedi.
Peki bu saf tutuşu neyle izah edeceğiz?
Bodrum‘um merkezinde önemli şeyler oluyor. Halka kapalı Mendireğin, Hadigari‘nin, Kumbahçe meydanının, Marinanın yolları ve sonra Torba, Gümbet, Baraz otel ve Halk Eğitim Mrk.( Eski Kilise) duvarları gibi yıkımlar oluyor.
Demek yıkılan sadece bu köhne yapılar değil köhne siyasi ilişkilerde yıkılıyor.
Ve bu yapılar yıkılmadan önce son çare aslında tam da karşılarında olan siyasi duvarlara yaslanmaya tutunmaya çalışıyorlar.
Ne çare!