Gümüşlük Mahallesi Karakaya Mahallesi'nde işadamı İlker Akalan'ın beş yıl önce hazine arazisi üzerinde 49 yıllığına kiraladığı, 990 dönüm arazi üzerine kurulu taş ocağına, bazı mahalle sakinleri ile çevrecilerin tepkisi sürüyor. Seslerini duyurmak için bugün öğlende taş ocağı önünde toplanan topluluğa; Gümüşlük Platformu, Gümüşlük'ü Sevenler Platformu, Gümüş Derneği ve Birleşik Haziran Hareketi grubu üyeleri de destek verdi. Yaklaşık 100 kişilik topluluk, ellerinde 'Taşıma Toprağıma Dokunma', 'Mahallemde Taş ocağı İstemiyorum' ve 'Mahallemizde Talan İstemiyoruz' yazılı pankartlar taşıdı. Taş ocağının önünden "Taşocağı Mahalleyi Cehenneme Çevirdi", "Taş Ocağı Kapansın Huzur Gelsin", "Mahalle Ortasında Taş Ocağına Hayır", "Hayatı Zindan Etmeyin Taşocağını Kilitleyin" sloganları yükseldi.
EYLEMLER SÜRECEK
Topluluk adına açıklamayı yapan İnşaat Mühendisi Eray Karabağlı, "Tarih var, doğa var, turizm var, kültür var, 3500 yıllık antik kent var, bir de taş ocağı var. 3500 yıllık antik kentin ve mahallenin ortasında taş ocağı ruhsat verenlere seslenmek istiyoruz. Çünkü radyo bile çalmanın yasak olduğu mahallede, dinamit patlatılıyor, tonlarca ağırlıktaki kamyonlar yollarda ölüm saçıyor. Sakin bir yaşam, mandalina, çiçek kokusu duymak istiyoruz. Bugüne kadar hep şikayet ettik. Bundan böyle kararlıyız. Taş ocağı ve buna benzer işyerlerinin sonuna kadar karşısında olacağız. Kapatılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün uyarımızı yaptık eylemlerimiz sertleşerek devam edecek" dedi.
KONU YARGIDA
Ardından konuşan Avukat Meryem Arpaç, "Şirketin evraklarını incelediğimizde; Muğla Çevre İl Müdürlüğü'nden 'ÇED'e gerek yoktur' iznini aldıklarını görünce şoke olduk. Böyle bir şeyin mümkün olmaması gerekirdi. Taş ocağı beş yıldır faaliyette bölgede görmeye alıştığımız sincap, tavşan, yaban domuzu, baykuş yuvaları birer birer yok oldu. Burada yaşayan yüzlerce insanın yaşamı kabusa döndü. Bu nedenle ÇED raporu gerek yoktur diyen idareye karşı Muğla İdare Mahkemesi'nde dava açarak ÇED raporu istenilmesini ve ruhsatın iptalini isteyerek konuyu yargıya taşıdık" diye konuştu.
RUHSAT MEVZUATA AYKIRI
Jeoloji Mühendisleri Odası Bodrum Temsilcisi Mustafa Erdoğan da Maden Kanunu'na göre ruhsat verilecek yerlerin dinamit patlatmalardan ve iş makinalarının çalışmalarından uzak bölgeye verilmesinin zorunlu olduğunu belirterek, "Bodrum'da Kızılağaç bölgesinden sonra hukuk tanımazlık Gümüşlük'e sıçradı. Ruhsatı verenlerin gelip burayı gördüklerinden şüpheliyim. Çünkü görseler mahallenin ortasında taş ocağı ruhsatı verilmesinin mümkün olmadığını anlayacaklar. Bir verdim oldu ile karşı karşıyayız. Mahallenin ortasında dinamit patlatılarak iş makinaları çalıştırılarak faaliyet gösteren taş ocağı mahalle halkının huzurunu kaçırdığı gibi her an can kaybının olmasından ötürü gerginlik yaşıyoruz" dedi.
ŞİRKETE SERT UYARI
Birleşik Haziran Hareketi sözcülerinden Mehmet Çilsal da 1996 yılında Bodrum'a bağlı Kurudere'nin hemen yanında bir maden şirketinin ruhsat almasının ardından 300 köylünün ellerinde taş ve sopalarla yolları kesip iş makinalarını sokmadığını ardından 200 jandarma ile köylülerin çatıştığını ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in talimatı ile ruhsatın iptal edilmek zorunda kaldığını hatırlattı. Çilsal, "O gün Bodrum köylülerinin zaferini unutmadık. Burada taş ocağı çalışmaya devam ederse ikinci Kurudere vakasını yaşayacağız. Umarım buna gerek kalmaz. Kimsenin üç kuruşluk rant uğruna antik bir kentin altına dinamit koymasına ve halkı huzursuz etmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Şirket yetkililerinin önümüzdeki hafta yazılı açıklama yaparak kamuoyunu aydınlatacağı belirtildi. Yaklaşık yarım saat süren eylemin ardından topluluk, sessizce taş ocağından ayrıldı.