Tarih, tozlu sayfalar arasında geçmişe özlemin, nostaljik arayışları mıdır?
Hayır!
Tarih; devrimci bir uğraştır! Değişime ve gelişime duyulan aşk olmasa geçmişi öğrenmek niye!
Tarih; iyiye, güzele ulaşmak için ders çıkarma uğraşıdır aynı zamanda. Geçmişteki hataları tekrar etmeme çabasıdır.
Bugünün problemleri, geçmişin yanlış çözümleri değil de nedir?
Hataları konuşmazsak, irdelemezsek, bu başarısızlık kısır döngüsünden nasıl kurtulacağız?
Aman konuşmayalım, parti yöneticilerini eleştirmeyelim, Referandum var!
Sonuç? Başarısızlık!
Aman konuşmayalım, parti yöneticilerini eleştirmeyelim, Genel seçim var!
Sonuç? Başarısızlık!
Konuşma, eleştirme, yazma, çizme……
Sonuç; Başarısızlık, başarısızlık, başarısızlık!
Girdiğin 9 seçimde, ülkenin kuruluş ilkelerinden tutunda, anayasası, rejimi, her şeyi değiştirilmiş
ve sen hala o koltuk da oturabiliyorsun!!! Tek kelime ile utanç verici bir durum.
Ama bırakalım, ulusal boyuttaki siyaseti! Menzilimiz, kalibremiz oraya yetişmez henüz!
Kendi evini, temizlemeyen, kapısının önünü süpürmeyen bir kişinin, şehrin temizliği konusunda ahkâm kesmesini kim ciddiye alır.
Kendi evimizin önünden, sokağımızdan, ilçemizden başlamalıyız işe.
Bir önceki seçim sonuçları ile 24 Haziran’ı karşılaştıralım.
Muğla merkezde CHP’nin oyu % 48 den % 40’a düşmüştür. Yani; Sağ oylar birleştiğinde ( % 51 ) CHP, Muğla’yı kaybediyor!
Bodrum’da CHP% 58 den % 51’e düşmüştür.
Ulusalda durum daha da vahim!
Samimiyetle partisine güvenmiş oy vermiş insanlar, hesap sormasın mı? Neden diye sormasın mı?
Hem partiyi eleştirmekle partiyi yönetenleri eleştirmenin farklı şeyler olduğunu anlamakla başlayalım işe.
Aman eleştirmeyin yerel seçimler geliyor, partiye zarar vermeyin! Seslerini duyar gibiyim.
İyi ama daha önce 9 defa yaptık bunu! Aynı şeyi yine yapıp farklı sonuç beklemek aptallık göstergesi değil midir?
Çıkıp CHP ilçe başkanı, Muğla il başkanı, oylardaki düşüşün nedeni açıklamalı, hesap vermeli!
CHP ilçe başkanı Recai Bey; Neden Bodrum’dan bir milletvekili çıkaramadığını, nasıl Bodrum’a sırtını dönüp Muğla il yönetiminin değirmeni suyuna girdiğini, bunu hangi koltuk hesapları uğruna yaptığını ya da yapamadığını, bu işi beceremediğinin hesabını vermelidir. Vermelidir ki dersler çıkaralım aynı hatalara bir daha düşmeyelim.
Muğla CHP il teşkilatının başındaki kişinin seçim öncesi teşkilatın başında olmak yerine milletvekili koltuğu peşine neden koştuğunu birileri açıklamalıdır. Üstelik parti merkezinin il başkanlarının adaylığına sıcak bakılmadığını bildirmesine rağmen.
Muğla BB başkanı Sayın Gürün’ün ilçe belediyelerinin tamamıyla kavgalı olmasının CHP oylarının düşmesindeki etkisi konuşulmalıdır.
Muğla gibi bir şehrin 1. Sıra milletvekilliğine ortaokul mezunu, dil bile bilmeyen birinin neden Bülent Tezcan ve Osman Gürün işbirliği ile konulduğunu, hangi pazarlıklarla CHP’li seçmenin iyi niyetinin suiistimal edildiği açıklanmalıdır.
Muğla’nın turizmde, ekonomide, kültürde ve tüm alanlarda lokomotifi olan Bodrum nasıl olurda meclise bir vekil göndermez, bu nasıl bir beceriksizliktir?
Muğla Büyükşehir belediye başkanı ile neredeyse tüm CHP ilçe belediye başkanları sorunlu, genel başkan yardımcıları, il başkanı ve ilçe başkanları bu sorunu ortadan kaldırmak yerine taraf olmayı seçiyorlar. Neden? Şahsi menfaatleri, partinin menfaatlerinden daha önemli de ondan mı?
24 Haziran seçimlerine 1 hafta kala, ülkenin birçok yerinde sandık güvenliği bile sorunluyken, Genel başkan Yrd. Bülent Tezcan gelip Osman Gürün ile Muğla merkezde miting yapmaya çalışır. Neden?
Efendiler, kısaca;
24 Haziran’da sizlere büyük umutlar bağlamış, size güvenip oy vermiş, bu şehrin bu ülkenin aydınlık ve samimi insanlarını derin bir hayal kırıklığına uğrattınız.
Bu insanlar, sizlerin kendi koltuk sevdalarınız ve kişisel siyasi hırslarınızla Bodrum’da ve Muğla’da CHP’ye oy kaybettirdiğinizi ve böyle giderse önümüzdeki yerel seçimlerde Muğla’yı AKP’ye, Bodrum’u da bir sağ partiye teslim edeceğinizi düşünüyor.
Yakın tarihte yaptıklarınız böyle düşünmemize neden oluyor.
Yanlış mı düşünüyoruz?
Gösterin o zaman Cumhuriyetçiliğinizi,
Gösterin o zaman Halkçılığınızı,
Çıkın hesap verin.