CHP'li Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Banu Özberk, Bodrum Belediyesi Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısında, meclisi açan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’tan söz alarak yaptığı açıklamada, bugün CHP sıralarında değil Bağımsız sıralarda oturduğunu ifade ederek, "Ben Cumhuriyet Halk partisinden istifa etmedim. Bu senenin mart ayında alınan meclis kararına göre 2020 yılında belediyemizin ücret tarifesi olarak Bodrumluların hayatına soktuğumuz bir katı atık toplama bedeli meselesi vardı. Hatırlarsanız 2019’un aralık ayında hukuka, anayasaya aykırı olduğu için direkt ret oyu vermiştim. Bu nedenle de 1 yıl süreyle partimden ihraç edildim” dedi.
CHP'li Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Kocair de Banu Özberk’in konuşmasının ardından mecliste söz alarak “Biz de onun yanındayız. Ben de onun yanındayım. Birçok meclis üyesi arkadaşım da… Banu Özberk sessizliğimizin sesi olduğu için şu anda oradadır” diyerek desteğini ifade etti.
"HAKSIZ, HUKUKSUZ, BANA GÖRE ADİL OLMAYAN KONU”
Bağımsız Meclis Üyesi olarak yoluna devam etmeye başlayan Banu Özberk, meclis toplantısı sonrasında gazeteci Fatih Bozoğlu'na verdiği röportajda, ihracın detayları hakkında şu bilgilendirmelerde bulundu:
“Öncelikle şunu söyleyeyim, partiden bir yıllık geçici olarak ihraç edildim. CHP tüzüğünde yer alan maddeyi göre; gurup kararlarına uymamak, gurupta alınan kararlara aykırı olarak mecliste oy kullanmak partiden ihraç gerekçesi olarak görünüyor. Evet ben gurup kararına uymadım. Bu senenin mart ayında alınan meclis kararına göre 2020 yılında belediyemizin ücret tarifesi olarak Bodrumluların hayatına soktuğumuz bir katı atık toplama bedeli meselesi vardı. Hatırlarsanız 2019’un aralık ayında hukuka, anayasaya aykırı olduğu için direkt ret oyu vermiştim. Uzun uzun da gerekçelerini anlatmıştım. O gerekçeler hâlâ hayatımızda dururken anayasa ve hukuka aykırı, üstelik de bu süreç içerisinde Manisa’da Antalya’da, birçok belediye meclis kararı, idare mahkemeleri tarafından belediyece ücret belirleme kararı iptal edilmişken tekrar, bir de bu sefer zam yapılmasıyla, enflasyonun fırladığı, ekonomik politikalarının berbat durumda olduğu ve CHP olarak deli gibi bunlarla mücadele ettiğimiz bir dönemde üstüne üstlük zam yapmak konusu beni oldukça rahatsız etmişti. Tekrar söylemek gerekirse AKP iktidarı döneminde çıkan katı atıkların belirleme yönetmeliği var. Bir tarife belirliyorlar, bu tarifenin bilimsel bir temeli yok, neye göre belirliyorlar belli değil. Bu yönetmelik 2010 yılında hayatımıza giriyor ama her yıl yönetmelikte yapılan değişiklikler bir yıl bir yıl intibak süresi uzatılıyor. Aslında 2022 yılının sonuna kadar da uzatılmış. Bugün başkan mecliste cevaben bir açıklama yaptı ama şöyle bir şey var herkes yönetmeliği açık bakarsa bunu görebilir; yönetmeliğe göre intibak süresi 2022 yılının 12. ayının 31’ine kadar uzatılmıştır. Yani bizim şu anda bu paraları tahsil etme zorunluluğumuz ve mükellefiyetimiz bulunmuyor. Şimdi ortada bu durum var. Biz buna mart ayında işletmelerde %10, konutlarda %30, kamu hastanelerine %29, özel sağlık tesislerine %22 oranında zam yaptık. Çıkan çöp aynı. Haksız, hukuksuz, bana göre adil olmayan konu.”
“BENİM VİCDANIM VE BİRİKİMİM BU DURUMA EL VERMEDİ. BEN YÜKSEK ŞEHİR PLANCISIYIM”
Rakamların ve her şeyin sıkıntılı olduğunu ifade eden Özberk, “Kararları iptal eden yargı kararları var. Buna benim vicdanım ve birikimim el vermedi. Ben yüksek şehir plancısıyım. Profesyonel mesleğim gereği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 8 yıl belgeli olarak atık yönetimi konusunda ihtisaslaşmış şirket olarak Bodrum yarımadasında birçok kuruma hizmet sundum. Dolayısıyla atık yönetimini iyi biliyorum, bu benim konum. Bunda bir anormallik var. Bu anormalliğe ne vicdanım ne teknik bilgim izin vermedi. Aslında bu karara hayır demedim, çekimser kaldım. Fakat bizim parti yöneticilerimiz bu konuyu tam da 23 Mart’ta üstelik benim yazılı savunmam alınmadan il disiplin kuruluna bildirdi.” şeklinde konuştu.
“HAKKIMDA NASIL BÖYLE BİR KARAR VERİLDİĞİ KONUSUNDA HALA HAVSALAM ALMIYOR”
23 Mart’ta Bodrum Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne polis baskını yapıldığı günde yaşadıkları ile ilgili de, “Maalesef bizler o gün çok üzgünken, derdimiz başımızdan aşkınken, bambaşka şeylerle uğraşıyorken birileri de benim siyasi istikbalimle uğraşmaktaymış. Özetlemek gerekirse, kâğıt üstünde bir tüzüğe aykırılık var. ‘De jure’ dediğimiz hukuken kâğıt üstünde bir gerekçe, gurup kararına uymamak. Ama aynı tüzüğün aynı maddesi içinde şöyle bir şey var; Hiçbir meclis ya da gurup kararının yasaya aykırı olması zorlanamaz. Bu da ihraç gerekçesidir. Hâlâ böyle bir karar verildiği konusunda havsalam almıyor ve oturup da bir kurumu suçlayacak ya da yargılayacak durumda değilim. Ama bu dönemki yöneticiler öyle uygun gördüler. Bana ‘Sen bu limanda iniyorsun biz bir tam tur attığımızda -ben buna gezegen dönüşü diyorum- gelip seni alacağız, yoksa devam edeceğiz’ diyorlar.” dedi.
“BU BENİM ALTI İLKEYE BAĞLILIĞIMI ASLA DEĞİŞTİRMEZ”
Tam tur atıldıktan sonra kendisini gelip almak istediklerinde devam edip etmeyeceği konusunda ise Özberk, “Onu o gün konuşuruz, düşünürüz. Şimdi iç hukuk yolu tükendi. Ben siyasi yoldaşlarımla, avukat arkadaşlarımla ve kendi avukatlarımla konuyu değerlendiriyorum. Bu sözlü bir bildirim oldu yazılı tebligat da geldikten sonra hukuk yoluna artık başvurup başvurmayacağımızı onu zaman gösterecek bize. Fakat ben bir meclis toplantısında da söyledim: bu benim altı ilkeye bağlılığımı asla değiştirmez. Hiçbir disiplin soruşturması benim altı ilke ile bağlılığımı asla değiştirmez. Bu Ata’mızın bize armağan ettiği, bahşettiği bir şey, bu benim içimde var. Mecliste de söyledim, ben sonradan Cumhuriyet Halk Partili olma değilim. Ben Cumhuriyet Halk partisinin bizzat kendisiyim. Fikri hür vicdanı hür yetişmiş bir neslin evladı olarak kendim bu şekilde devam edeceğim ve bizim partinin tüzüğünde üçüncü maddesinde çok net de bunu bütün yaşamına entegre etmek zorundasın. Ben bunu yaptığıma inanıyorum. Kamu yararı için uğraşılır, bunun için çalışılır deniyor. Ben zaten kamu yararı için kamunun cebinden hukuksuz yolla bir şey alınmasın, adil olmayan bir yönde alınmasın diye ama bunlar tabi ki benim düşüncelerim. İleride farklı sonuçlar olur belki hukuken, bir hukukçu değilim sonuç itibarıyla ama bunlar benim vicdani ve teknik bilgilerime göre olmaması gereken bir durumdu. Ve halk için hemşerilerim için bu yönde bir tavır sergiledim ve bedeli de bu şekilde geldi. Dediğim gibi kırgın ya da üzgün değilim. Bağımsız sandalyemde zamanımı bekleyeceğim. Ondan sonrasına da o zaman bakacağız.” açıklamasını yaptı.
“TALİHSİZ BİR SÜREÇ OLDU”
Meclis toplantısında CHP'li Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Kocair’in “Biz de onun yanındayız. Ben onun yanındayım. Birçok meclis üyesi arkadaşım da… Banu Özberk sessizliğimizin sesi olduğu için şu anda oradadır” sözlerine karşılık ise Özberk, bu sözlerin kendisini duygulandırdığını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sonuçta grup kararları, grupta bu kararlar oylanıyor kapalı gruplar altında yapıyoruz bu konuşmaları ama grubun yarısının bir fazlası ne derse o oluyor. Yarısının bir azı olarak maalesef bu karar çıkmıştı mart ayında bu zammın yapılmasına ilişkin karar. Ve maalesef Mehmet Abi’nin, Sayın Mehmet Kocair’in söylediği benim için gerçekten çok kıymetli. ‘Sen bizim sessizliğimizin sesi oldun’ dedi. Evet ben sessizliğin sesi oldum çünkü biz TMMOB’de de yöneticilik yaparken hep kullandığımız bir şeydir: ‘Sessizlik Suikastı’ tarihteki en tehlikeli şeydir. Otosansür. O yüzden sessizliğin sesi olduğum için gurur duyuyorum ama beni destekleyen benim yanımda olan çok arkadaşım var gerek cumhuriyet halk partili meclis üyeleri olsun gerek diğer partili arkadaşlarım olsun hepsinin desteği var. Ben o yüzden hepsine minnetlerimi şükranlarımı sunuyorum. Talihsiz bir süreç oldu. İnşallah her şey daha iyi olacak sonuç itibarıyla bodrum daha iyi olsun diye 2019’da bu işlere soyunduk. 12 yıl meslek odası yöneticiliği, birazda bu tarafa geçelim, bu taraftan da elimizi taşın altına koyalım dedik. Dediğim gibi bazı şeyler kağıt üstünde. Kağıt üstünde olmayan yani defacto dediğimiz konuları da toplum zaten, yerel siyasette toplum neden olduğunu neden bu işlerin bu şekilde değerlendirildiğini, neden sadece bazı şeylerin cımbızla çekildiğini geneline değil özeline bakıldığını anlayacaklardır. Ben çünkü bizim yurttaşlarımızın çok da zeki ve anlayışlı olduklarını biliyorum. Dediğim gibi Bağımsız Meclis Üyesi olarak devam edeceğim, katkı koymaya devam edeceğim.”