Cumhuriyetimizin siyasi tarihinin önemli olaylarına, tanıklık ediyoruz.
Recep Bey, son anayasa değişikliğiyle beraber, TC devletini, devrimsel kuruluş ilkelerinden söküp alacağını ve kendi siyasi doğruları yönünde devşireceğini ilan etmişti.
Zaten memlekette, Recep beyin devleti islamlaştırdığını herkes biliyor ve alışıyordu.
Recep bey iktidarı süresince yaptığı tüm siyasi icraatlar, Atatürkçü ve laik devletin kalesine atılmış gollerdi.
Bu gollerin hepsi çok rahat atıldı.
Herkes golü atan Recep beye kızdı.
Ya peki, Cumhuriyetin ve Halkçılığın devrimci kalesini bu gollerden koruması gereken, kaleci görevini yaptı mı?
Hayır, Deniz Baykal denilen kaleci görevini yapmadı, ama çok iyi kaleyi koruyormuş numarası yaptı.
Şaşılacak şey hem halk hemde partililer bu rol kesmenin farkında olmasına rağmen ne kaleci ve ne savunma adamlarında bir değişiklik yapamadı.
Bir mucize oldu ve Baykal gitti.
Nasıl gitti sorusu aslında çok bilinmeyenli bir denklem gibi görünse de, değil bence?
Türk milletinin özelliği bu, en umutsuz karanlık anında hep mucizevi umutlar zaferler yaratabiliyor. "Ergenokondan çıkış, Çanakkale, Kurtuluş savaşı gibi" Bunun yanı sıra uluslararası politikadaki zemin kaymasına büyük abilerin olur demeside zordu zaten.
Neyse;
Baykal?ın gidişiyle beraber, barajda yıllardır birikmiş, akışı engellenmiş sular gibi CHP?ye dönüşler başladı.
Eski küskün sosyal demokratlar, akademisyenler, sanatçılar, Aleviler hepsi dönüş yolundalar.
Kılıçdaroğlu?nun kurultay konuşmasında verdiği mesajlar ve Baykal kadrolarını yönetimden tasfiye etmesiyle birlikte artık CHP umuttur.
Ne diyor Gandi Kemal;
???Biz Türkiye?yi içinde bulunduğu çıkmazdan çekip çıkarmaya mecburuz. Bunu ancak CHP yapabilir. Çünkü CHP, Kuvayı Milliye demektir, çünkü CHP Müdafaa-i Hukuk demektir,
çünkü CHP Anafartalardır, Conk Bayırı?dır........... Genlerinde ulusal çıkarları korumak, halkının çıkarlarını korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Değişimi ve devrimi sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye?yi yeniden inşa edeceğiz. Demokrasinin çıtasını yükselteceğiz. Korku imparatorluğu değil, sevgiyi egemen kılacağız. Kardeşçe beraber olacağız. Kine kitabımızda asla yer yoktur. Bir ozanımızın dediği gibi ?yok edeceğiz insanın insana kulluğunu?. Kardeşçe yaşayacağız, barış türküleri söyleyeceğiz"
Özlemini duyduğumuz ve yüreğimize su serpen sözler bunlar .
Ama dikkat.
Beklenti çok yüksek, beklentinin yüksek olması zor ve çetin mücadelelerde halkın motivasyonu ve umudu çabuk kırabilir.
Bu Cumhuriyetin temel değerlerine sadık halkçı ve solcu insanlar aynı İslamcı tarikatların yaptığı gibi; gerçekci olmak, birlik olmak, adam adama propaganda yapmak ve tüm bu mücadelesini tek bir amaça odaklanarak yapmak durumundadır.
O amaç da iktidar olmalıdır, hem yerel iktidar hem de ulusal iktidar.
Her şeyden önce bir parti disiplini içinde olmak ve birlik olmak şartdır.
CHP Bodrum teşkilatı bu birliği ve bütünleşmeyi sağlamalıdır. Bu bir fırsattır.
Herkes biliyor ki, Bodrum?da CHP çatısı dışına itilmiş, ve CHP?ye rakip olmuş ve karşısında zafer kazanmış liderler var, kadrolar var.
CHP Bodrum teşkilatı bu liderleri ve kadroları yeniden kazanmak zorundadır.
Gün eski yaraları kanatma vakti değil, kucaklaşma vaktidir.
Gün hem yerelde hem ulusal da iktidarı ele geçirme vaktidir.
CHP ilçe teşkilatı ulusalda ses getirecek bir bütünleşmeyi Bodrum?dan başlatmalıdır.
Recep Bey, son anayasa değişikliğiyle beraber, TC devletini, devrimsel kuruluş ilkelerinden söküp alacağını ve kendi siyasi doğruları yönünde devşireceğini ilan etmişti.
Zaten memlekette, Recep beyin devleti islamlaştırdığını herkes biliyor ve alışıyordu.
Recep bey iktidarı süresince yaptığı tüm siyasi icraatlar, Atatürkçü ve laik devletin kalesine atılmış gollerdi.
Bu gollerin hepsi çok rahat atıldı.
Herkes golü atan Recep beye kızdı.
Ya peki, Cumhuriyetin ve Halkçılığın devrimci kalesini bu gollerden koruması gereken, kaleci görevini yaptı mı?
Hayır, Deniz Baykal denilen kaleci görevini yapmadı, ama çok iyi kaleyi koruyormuş numarası yaptı.
Şaşılacak şey hem halk hemde partililer bu rol kesmenin farkında olmasına rağmen ne kaleci ve ne savunma adamlarında bir değişiklik yapamadı.
Bir mucize oldu ve Baykal gitti.
Nasıl gitti sorusu aslında çok bilinmeyenli bir denklem gibi görünse de, değil bence?
Türk milletinin özelliği bu, en umutsuz karanlık anında hep mucizevi umutlar zaferler yaratabiliyor. "Ergenokondan çıkış, Çanakkale, Kurtuluş savaşı gibi" Bunun yanı sıra uluslararası politikadaki zemin kaymasına büyük abilerin olur demeside zordu zaten.
Neyse;
Baykal?ın gidişiyle beraber, barajda yıllardır birikmiş, akışı engellenmiş sular gibi CHP?ye dönüşler başladı.
Eski küskün sosyal demokratlar, akademisyenler, sanatçılar, Aleviler hepsi dönüş yolundalar.
Kılıçdaroğlu?nun kurultay konuşmasında verdiği mesajlar ve Baykal kadrolarını yönetimden tasfiye etmesiyle birlikte artık CHP umuttur.
Ne diyor Gandi Kemal;
???Biz Türkiye?yi içinde bulunduğu çıkmazdan çekip çıkarmaya mecburuz. Bunu ancak CHP yapabilir. Çünkü CHP, Kuvayı Milliye demektir, çünkü CHP Müdafaa-i Hukuk demektir,
çünkü CHP Anafartalardır, Conk Bayırı?dır........... Genlerinde ulusal çıkarları korumak, halkının çıkarlarını korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Değişimi ve devrimi sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye?yi yeniden inşa edeceğiz. Demokrasinin çıtasını yükselteceğiz. Korku imparatorluğu değil, sevgiyi egemen kılacağız. Kardeşçe beraber olacağız. Kine kitabımızda asla yer yoktur. Bir ozanımızın dediği gibi ?yok edeceğiz insanın insana kulluğunu?. Kardeşçe yaşayacağız, barış türküleri söyleyeceğiz"
Özlemini duyduğumuz ve yüreğimize su serpen sözler bunlar .
Ama dikkat.
Beklenti çok yüksek, beklentinin yüksek olması zor ve çetin mücadelelerde halkın motivasyonu ve umudu çabuk kırabilir.
Bu Cumhuriyetin temel değerlerine sadık halkçı ve solcu insanlar aynı İslamcı tarikatların yaptığı gibi; gerçekci olmak, birlik olmak, adam adama propaganda yapmak ve tüm bu mücadelesini tek bir amaça odaklanarak yapmak durumundadır.
O amaç da iktidar olmalıdır, hem yerel iktidar hem de ulusal iktidar.
Her şeyden önce bir parti disiplini içinde olmak ve birlik olmak şartdır.
CHP Bodrum teşkilatı bu birliği ve bütünleşmeyi sağlamalıdır. Bu bir fırsattır.
Herkes biliyor ki, Bodrum?da CHP çatısı dışına itilmiş, ve CHP?ye rakip olmuş ve karşısında zafer kazanmış liderler var, kadrolar var.
CHP Bodrum teşkilatı bu liderleri ve kadroları yeniden kazanmak zorundadır.
Gün eski yaraları kanatma vakti değil, kucaklaşma vaktidir.
Gün hem yerelde hem ulusal da iktidarı ele geçirme vaktidir.
CHP ilçe teşkilatı ulusalda ses getirecek bir bütünleşmeyi Bodrum?dan başlatmalıdır.
