Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Güllük Limanı’nda, ICC Güllük Marina İşletmeciliği A.Ş. tarafından yapılması planlanan yat limanı projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu’ kararı verdi. Bölge halkının yoğun itirazlarına rağmen alınan bu karar, çevre ve yaşam alanları üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle tepki topladı.
Toplamda 260 yat kapasiteli olarak planlanan proje, "önemli doğa alanı" sınırları içerisinde yer alıyor. Proje sahasında, mevcut 173,2 metre uzunluğundaki iskele ve 4 bin 234 metrekare taş dolgu alanı üzerine 4 bin 357 metrekarelik yeni bir rıhtım inşa edilmesi planlanıyor. Şirketin, proje için 179 milyon TL bütçe ayırdığı belirtildi.
Güllük Körfezi Koruma Platformu’ndan Neşe Tunçer, projenin halkın yaşam alanlarına ciddi zararlar vereceğini belirtti. Tunçer, BirGün’e yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Güllük Yat Limanı projesi ÇED raporu, Güllük halkının itirazlarına rağmen onaylandı. 500 itiraz dilekçesi verildi. Ancak ÇED raporu pek çok eksik, yanlış ve yanıltıcı bilgiler içeriyor. Örneğin, trafik etkisi değerlendirme raporunda ‘yat limanının planlandığı eski liman bölgesinin atıl vaziyette olduğundan bölge önemli bir trafik çekim ya da yaratım noktası değildir’ deniyor. Ancak aynı raporda, 2 yıl boyunca ekimden mayıs sonuna kadar her saat yaklaşık 20 kamyon hareketinden bahsediliyor. Ayrıca, rüzgâr yönü, Güllük’te ölçülmek yerine Bodrum Meteoroloji İstasyonu’ndan alınmış.”
SOSYAL VE ÇEVRESEL ETKİLER DİKKATE ALINMADI
Tunçer, projenin sosyal etkilerinin de dikkate alınmadığını vurguladı. Tunçer, “Herhangi bir sosyal değerlendirme yapılmamış. Güllük’te yaşayan halkın çoğu emekli. Bu insanlar, yıllarca birikim yaparak buraya yerleşmiş. Yaz akşamlarında, tam da yat limanının kapatacağı alanda yürüyüş yapıyor, sahildeki restoranlarda yemek yiyorlar. Çay bahçelerinde sosyalleşiyorlar. Bu proje, vatandaşların yaşam alanlarına ve yaşam şekillerine yapılan bir saldırıdır” dedi.
Tunçer ayrıca, sürecin şeffaf yürütülmediğine dikkat çekerek, şunları dile getirdi: “Kümülatif etki değerlendirilmesi yapılmamış. Deniz trafiği hesaplarında, bölgede planlanan diğer liman ve marinalar göz önünde bulundurulmamış. Kurum görüşleri ve işletme sözleşmesi gizlenmiş. Bu süreçte halkın sağlıklı çevrede yaşama hakkı ve projeye karşı ‘hayır’ deme hakkı yine gasp ediliyor.