Sosyal medyada kedi salgını göz ardı edilemez bir hal aldı. Akışımda sürekli yumuş yumuş yavrular, kediler kullanılarak hazırlanmış romantik ilişki videoları, anneleri tarafından yelek örülen, şarkı söylenen, korkan, ısıran, ciyaklayan, şaşıran, acıkan, koşan kediler… Siz de görüyor musunuz? Benim gibi suratınızda büyük bir gülümsemeyle izliyor musunuz?
Bu sevimli tüylü bebeklerin çevrimiçi dünyadaki etkileşim gücü nereden geliyor? Kedi bazlı fenomenlerin arkasındaki sebepler neler?
Tarihçeyi incelediğimizde kedilerin ilk olarak yaklaşık 10.000 ila 9.000 yıl önce Orta Doğu'da evcilleştirildiği düşünülüyor. Bu, insanların yerleşik tarım toplumları oluşturmaya başlamasıyla ve bu toplumların depolama alanlarında farelerle baş etmek için kedileri çevrelerine çekmeleriyle başlayan bir süreç. O tarihten bu yana nice efsanelere ve sanat eserlerine konu oldular.
Kediler Antik Mısır toplumunda sıradan evcil hayvanlar değil, tanrısal varlıklar olarak görüldü, halk kedilere tapıyordu. Özellikle kedi tanrıçası olarak bilinen Bastet, Mısır mitolojisinde büyük bir yer işgal ediyor. Kediler, bu tanrıçanın yeryüzündeki elçileri olarak kabul edilmiş aynı zamanda evlerin ve tapınakların koruyucuları olarak görülmüş. Yunan mitolojisinde, kedilere çeşitli tanrısal bağlantılar atfedilirken Roma İmparatorluğu'nda, bazı Roma tanrı ve tanrıçalarıyla ilişkilendirilen kediler var. Eski Çin medeniyetinde zararlıları avlaması ve evleri koruması nedeniyle değerli hayvanlar olarak kabul edilip saygı görmüşler. Yani kediler tarih boyunca biz insanların kalbinde özel bir yer edinmiş, her biri kendine has karakterlere sahip olsa da farklı nedenlerle çoğu kişi için vazgeçilmez konumdalar.
Günümüze gelirsek; kediler ruh sağlığımızın sessiz destekçileri.
Kedi mırlaması, doğal bir yatışma sağlar. Bu düşük frekanslı sesin insan beyninde rahatlama yarattığı bilimsel olarak kanıtlandı. Bir kediyi okşamak ve onun mırlamasını dinlemek kortizol seviyemizi düşürürken, mutluluk hormonu olan serotonin seviyemizi artırır. Bu, özellikle yoğun iş temposu ve günlük hayatın getirdiği stresi azaltmada önemli. Birçoğumuz yoğun şehir hayatında kendimizi izole hissediyoruz ve kediler bu rahatsızlığı hafifletmede oldukça başarılı. Onların sessiz ama sürekli varlığı duygusal destek sağlayarak yalnızlık hissini azaltıyor.
Terapötik özellikleri nedeniyle terapi hayvanı olarak kullanıldıklarını biliyor muydunuz?
Yaşlı bakımevlerinde, hastanelerde ve rehabilitasyon merkezlerinde hastaların moralini yükseltme, iyileşme süreçlerini desteklemek için kedilerin yardımına başvuruluyor. Bu uygulama özellikle depresyon ve anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıklarda sıklıkla verim alınan bir tedavi yöntemi.
Onların bakımı düzenli olarak beslenme, temizlik ve sağlık kontrolleri gerektirdiğinden empati, sorumluluk gelişimi, disiplin sağlama ve organize olma alanlarında becerilerimiz artıyor. Evcil hayvanla büyüyen çocuklar hayvan sevgisi ve empati duygusunu erken yaşta öğreniyorlar. Kedilerin ruh halini anlamaya ve onlara uygun şekilde davranmaya çalıştıkça duygusal zeka gelişimleri ilerliyor.
Minnoş kedi videoları stresli ve sıkıcı günlük yaşamımızda bir kaçış noktası sunuyor. Ancak kedilerin sosyal medyadaki popülerliği sadece rahatlamaya ve eğlenceye dayanmıyor, aynı zamanda ticari bir boyutu var. Ünlü kediler, markaların dikkatini çekiyor ve bazıları için büyük bir endüstri haline geliyor. Birçok ünlü kedi influencer, sponsorluk anlaşmaları yaparak veya kendi ürünlerini satışa sunarak önemli gelirler elde ediyor. Özel konuklar ve ünlüler, canlı müzik, kostüm yarışmaları, sanat projeleri ve yerel hayvan kaynakları kar amacı gütmeyen kuruluşlara ev sahipliği yapan stantların katılımını içeren internetteki kedi videolarını kutlayan ulusal bir yarışma bile var, İnternet Kedi Festivali olarak geçiyor. 2012’de başlamış ve 12 senedir devam ediyor. Modern dijital dünyada kedilerin bize pençelerini geçirdiğini söylemek hiç de yanlış olmaz.
Sonuç olarak, hayatımızdaki egemenliği onların doğal sevimlilikleri, insanlarla kurdukları bağlar, stres azaltma etkileri ve ticari potansiyelleri gibi çeşitli faktörlere dayanıyor. Bu fenomen, gelecekte de devam edecek gibi görünüyor.
