Kalbinde Bodrum sevdası olanlar; belediyenin önüne mum diksin.
Bodrum aşıkları; MFÖ’nün konserine gitsin.
Yer seçmiyorum ben sahil kasabası seviyorum diyenler; gitar çalmayı öğrensin.
Ben yaşadığım yeri sever korurum diyenler; elime mum diksin.
Ben zaten Bodrum’a hiç sevmem diyenler; parende atarak yarımadadan çıkış yapsın.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras kişisel hesabından yaptığı paylaşımları “Kalbinde Bodrum Sevdası olanlar…” diyerek başlatıyor. Başlarda çok sempatik geldi herkese ama sonra bu cümleyle başlamayan bir post olmaz hale gelince (kendisinin haberi var mı bilmiyorum ama) Bodrum’da yaşayan herkesin diline düştü.
Birbirinden komik capsler ve geyikler dönüyor sosyal medyada.
Eh küçük yer tabi herkes dalga geçtiği bu paylaşımları “gizli” ayarında paylaşıyor ki sadece kendi eşi dostu görsün belediye başkanıyla dalga geçtiği görülmesin.
Şahsen bende çok komik buluyorum bu üslubu.
Yok hayır ben hiç gizli ayarda bununla dalga geçen paylaşım yapmadım.
Düşüncemi direkt kamuyla paylaşan bu yazıyı yazmayı daha işlevsel ve dürüst buldum.
Belediye seçimleri söz konusu olduğunda bugün sandıkta azınlık durumda olan Bodrum’un yerlileri aslında halen dışardan gelen insanların kanaatleri üzerinde aktif rol oynarlar. Bunu da her siyasetçi ve stk yöneticisi bilir. O yüzden seçim zamanlarında propagandalar yerli halka direkt dokunan, göçle gelene projeyle uzanan şekilde hazırlanır.
“Kalbinde Bodrum sevdası olanlar” sıfat tamlaması;
hem yerlisine hem de Bodrum’u ‘seçmiş’ yerleşikleri hedefleyerek son derece ustaca hazırlanmış. Üstelik seçim zamanında değil seçim sonrası uygulanarak herkesi kapsayıcı bir dil oluşturulmaya çalışılmış. Son derece taktire şayan!
Peki ya gerçek mi?
Birey olarak Ahmet Aras’ın insan kayırıp kayırmadığı, kişisel fikir ve düşünceleri tartışmaya açık değildir ve değerlendirilemez, bu kimsenin haddi değildir.
Belediyenin ve belediye adına Belediye başkanın Bodrum’da yaşayan herkesi eşit şekilde gözetip gözetmediği tartışılabilir.
Kalbinde Bodrum sevdası olanlar olarak hadi biraz inceleyelim.
Seçimin hemen ardından adet olduğu üzere belediye başkanı esnafı makamında kabul etti ardından da Belediyeye ait Trafo Kafe’de esnafla buluştu. Ama bu genel buluşma yaşanmadan önce Belediye sadece Kürt kökenli esnaflarla bir araya gelen bir toplantı organize etmişti. Bodrum’un yerlisi, kürt kökenlisi, İstanbul’dan geleni, çarşıda yan yana dükkanlarda yıllardır esnaflık yapıp birbirimizin sofrasına oturmuş eşlik etmiş, dar günümüzde birbirimize koşmuşken Belediye bizlerin taleplerini neden ayrı ayrı dinlemeyi tercih etti hala çözemedim. Şahsen ben ve babam son 20 yıldır kürt kökenli bir aile işletmesiyle komşuluk yaparak esnaflık yaptık ve bir günden bir güne birbirimizle ters düşmedik. Yan yana binalarda esnaf olarak aynı dertlere sahibiz çok benzer çözümler arayışındayız. Bu örnekten yola çıkarak Bodrum’da yaşayan etnik ve dini farklılıklar gösteren Bodrum sevdalıları aynı masada ağırlanıp aynı masada çözüm arayamaz mıydı da belediye böyle iki ayrı toplantı düzenledi zamanında bilemiyorum.
Belediye sürekli kaçak yapılaşmayla ilgili mücadelesini öve öve bitiremiyor.
Hatta sadece sözde değil yıkım videolarını sosyal medyadan yayınlayarak ne kadar kararlı mücadeleler verdiğini de gösteriyor.
Bravo !
Bu mücadele için söyleyebilecek tek bir eleştirim yok.
Hatta çoğunuzun çok iyi bildiği üzere kaçak olduğu için değil de bir esnafın bir şikâyeti üzerine benim dükkanımın üzerindeki güneşliği bile yıktı belediye. Sosyal medyada nasıl yıkarsınız biz yılların dükkanıyız çığırtkanlığı yapmam çok beklendi ve hatta bu konuda çok gaza getirildim ama bir hata varsa ve bedeli yıkımsa gelir yıkarlar dedim tek bir post koymadım yıkımda çalışan ekiplere çaylarını kahvelerini ikram ettim işlerini kolaylaştıracak ne gerekiyorsa yaptım.
Ama bir kısım çok garip geldi.
Belediye neden kaçak yapılarla mücadelede burayı da yıktık diye sosyal medyada benim dükkanımı göstermedi anlayamadım. Öyle ya kaçak yapıdaki iddiayı en güzel ispat eden icraat değil miydi? Yerlisi yabancısı ayırt etmeden kaçak yapı… A bir dakika benim kaçak yapım yoktu şikâyet edilen sabit güneşliğim vardı galiba o yüzden. Tamam anladım, sustum.
Bir tane daha çok merak ettiğim ve kafamda bir türlü oturtamadığım konu daha var.
O da Kalbimizde Bodrum Sevdası olduğunu ispat etmek için Belediye yatırımlarına sponsor mu olmamız gerekiyor konusu.
Zira geçen haftalarda çıkan ‘BOTAV inşaatında ırkçı söylemler’ haberlerinin ardından öğrendik ki MESA İnşaat, BOTAV binasına sponsor olarak şahane imkanlarla donatılmış bir binaya sahip olmamızı sağlamış. Bu arada MESA gerçekleştirmekte olduğu projesinde 200697m2’lik yeşillik bir alanı tamamen tıraşlayarak 48 villa ve 196 rezidans yapıyormuş. Elbette kaçak bir yapıları yoktur olsa belediye yıkardı ama işte ben anlıyorum ki belediyeye sponsor olacak kadar kalbinde bodrum sevdası var mı yok mu bunu detaylı şekilde incelememiz gerekiyor.