“Sürekli aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek, aptallıktır.” Einstein
“2002 Yılında kurulmuş bir siyasi parti karşında, tüm muhalefet başarısız oluyor, devlet, sistem, rejim top yekûn değişiyor.”
Artık bakış açısını değiştirme vakti gelmedi mi?
Gelin başka b ir açıdan bakalım olan bitene;
Tayyip Erdoğan’ın siyaset hayatına dönüşünü sağlayan parti hangi partidir? CHP
Mısırda şeriat eğitimi alan Ekmelettin’i cumhurbaşkanı yapmak isteyen hangi partiydi? CHP
(Ekmelettin İhsanoğlu parti yönetim organına sorumadan belirlenmiş, MYK üyeleri o ismi TV’den öğrenmişlerdi.)
AKP kurucusu Abdullah Gül’ü çatı adayı olarak cumhurbaşkanı yapmak isteyen hangi partiydi? CHP
Partisindeki Eren Erdem gibi solcuları hapishaneye gönderip, Bekaroğlu gibi, Adnan Oktar savunucusu islamcıları milletvekili yapan hangi partidir. CHP
İlhan Cihaner, Hüseyin Aygün vb solcuları partiden atan parti? CHP
Atatürkçü ve sol kimliğini oluşturan 6 ok’u tartışmaya açan parti CHP
Sol’dan uzaklaşıp, sağ ve muhafazakârlara yaklaşmaya çalışan parti? CHP
Kamu çalışanlarının mesai saatlerinde Cuma namazına gitmesini, içtihat gereği iptal edileceğini bildiği halde Anayasa Mahkemesine götürmeyen parti? CHP
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına evet diyen parti? CHP
Bu liste daha da uzatılabilir.
Kısaca Atatürk Türkiye’sinden kopuşun kilometre taşları.
İnsan sormadan edemiyor, sağıyla soluyla bu muhalefet olmasaydı, AKP bu kadar kolay başarabilir miydi?
AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan; Türk siyasi hayatındaki muhalefetsizliğin bir sonucudur.
CHP, MHP, HDP vd. partiler tarafından yapılamayan, becerilemeyen muhalefetsizliğin bir sonucudur.
Peki, bir şeyin nedeni ortadan kalkmadan, sonucu ortadan kalkar mı?
Bir şeyin nedeni değiştirmeden sonucu değiştirmezsiniz. Doğanın, diyalektiğin değişmez kanunu bu.
Bu sebepten, mevcut siyasi düzenden mutsuz olan herkes sonuçla değil nedenlerini değiştirmeye çalışmalı.
Neden değiştiğinde sonuç kendiliğinden değişecektir.
Bu koşullarda ana muhalefetin yani CHP’nin sorumluluğu hayatidir.
Atatürk’ün devrimci sol partisi, büyük oranda, kifayetsiz muhterisler ve oportünistler tarafından işgal altına alınmış ve özünden uzaklaştırılmıştır.
Muhalif medyası bile, muktedirlerin kontrolünde ve güdümündedir.
Muhalefeti kontrol eden bir siyasi gücün iktidar yolu açık ve güvendedir. Türkiye’de 16 yıldır olan bitenin kısa özeti budur.
Bu özetin adı kontrollü muhalefettir.
