Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'de kadınların yaşam hakkının sistematik olarak ihlal edildiğini vurguladı. Komisyon adına konuşan Avukat Zeynep Erduran, kadına yönelik şiddetin münferit değil; toplumsal, yapısal ve politik bir sorun olduğunu belirtti.
ŞÜPHELİ ÖLÜMLERDE ARTIŞ TESPİT EDİLDİ
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde kadınların üçte birinin partner veya cinsel şiddete maruz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye'de şiddetin her türünün arttığı ifade edildi. Yalnızca geçtiğimiz Ekim ayında 19 kadının öldürüldüğü, bu kadınların yüzde 42'sinin aile bireyleri tarafından katledildiği belirtildi. Aynı ay içinde 22 kadının da şüpheli şekilde hayatını kaybettiği aktarılarak, bu yılın şüpheli kadın ölüm sayısının kadın cinayetlerini geçtiği ilk yıl olduğu vurgulandı. Komisyon, şüpheli ölümlerdeki artışın 'etkin yürütülmeyen soruşturmalar, delil toplamadaki eksiklikler ve koruma mekanizmalarının işletilmemesi' nedeniyle büyüdüğünü kaydetti.
DEVLET POLİTİKALARI ELEŞTİRİLDİ
Açıklamada ayrıca devlet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliğini geriye ittiği, özellikle son yıllarda aile içi şiddetin görünmez kılındığı ifade edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bütçesinden kadınlara ayrılan payın yetersizliğine dikkat çekildi. Ekonomik şiddetin kadınları şiddet döngüsü içinde tuttuğu, yalnızlaştırdığı ve İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının şiddet vakalarını daha da görünmez hale getirdiği belirtildi. Komisyon, devlet kurumlarına yönelik etkin soruşturma, gecikmesiz koruma tedbirleri, kolluk ve savcılık ihmallerinin yaptırımla karşılanması, sığınma evlerinin güçlendirilmesi ve İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe konulması taleplerini sıraladı.
