Antik Halikarnassos’u yaşatma projelerinin önemini ve Akademia Vakfı’nın bu yöndeki çalışmalarını, Vakfın Başkanı Özay Kartal’dan dinliyoruz.
Fatih Bozoğlu: 2016 yılından bu yana neler yaptınız Academia Vakfı olarak kısaca özetler misin?
Özay Kartal: “Öncelikle eğitim ve tarih bilincine yönelik çalışmalar yürüttük. 'Herodot Tarih Konferansları' dizisini başlattık. Üç yıl boyunca her ay bir akademisyen olmak üzere 6 ay boyunca, çok değerli hocalarımızı Bodrum halkıyla buluşturduk. Pandemi nedeniyle ara verdik ama bu kış devam edeceğimizin müjdesini buradan verebilirim. Bahçeşehir Koleji ile işbirliği yaparak gruplar halinde ilköğretim çağındaki çocuklarımızı, Mausoleion Müzesi'ne getirerek, Semih Adıyaman üstadımızın eşsiz rehberliğinde 'Eğitim Turları' düzenledik. Marmara Koleji ile birlikte 'Mausoleion Maket Yarışması' düzenleyerek öğrencilerimiz arasında farkındalık yarattık. Akademia Vakfı yayınlarını kurarak Prof. Fahri IŞIK'ın “Uygarlık Anadolu'dan Doğdu” kitabını yayınladık. Hürriyet gazetesi ile işbirliği yaparak kes-yapıştır Mausoleion maketi dağıtımı yaptık...”
Fatih Bozoğlu: Bunlar vakfın eğitime yönelik çalışmaları ama en son çok ses getiren Mausoleion Müze Projesi ve Halikarnassos Surları Projesi sanırım. Sırayla gidersek Mausoleion Projesini destekleyenler de oldu, eleştirilenler de oldu. Ne durumda şu an?
Özay Kartal: “Öncelikle yaratılan yanlış algıyı düzeltmek isterim. Mausoleion Müze Projesi, ne Özay Kartal'ın ne de Academia Vakfı'nın yeni yönetimin ortaya koyduğu bir fikir değil. Proje 50 yıla yakın Halikarnassos bilimsel arkeolojik kazılarını yürüten Prof. Kristian Jeppesen'nin fikridir. Vakfımız bu projeye inanan ve gerçekleşmesi yönünde, bilim danışma heyetimizin çizdiği yolda çok yoğun çalışan koordinasyon ve arşiv merkezidir. Çalışmalara başlamadan önce Halikarnassos Kazı Başkan Yardımcısı olan ve bu konuda yaşayan en önemli otorite olan Prof. Poul Pedersen'i Bodrum'a davet edip, kendisinden konferans aldık. Sonrasında efsane müze müdürümüz Oğuz Alpözen'den konferans aldık. Yetmedi Prof. Fahri IŞIK ve Prof. Havva İŞKAN ile toplantılar yaptık. Yani proje ile ilgili çalışmaya başlatmadan olarak dersimizi çok iyi çalıştık. Daha sonra Prof. Jepessen'in müze fikrinin çalışmaya değer olup olmadığını görmek üzere “Uluslararası Mausoleion Çalıştayı” düzenledik. Danimarka'dan, Almanya'dan, İngiltere'den ve üniversitelerimizden Mausoleion konusunda uzman olan bilim adamları, öneriyi iki gün boyunca tartıştı ve projelendirmeye değer buldu. Ve tüm çalıştay paydaşları bu kararı, bir bildirge ile imza altına aldı. İmza altına alınan kısaca şu idi: · Mausoleion Arkeolojik Alanı, iklimsel tahribata açıktır, korunmalı. · Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Mausoleion, şanına yakışacak şekilde sergilenmeli. · Yukardaki iki ihtiyacı karşılayacak olan Prof. Jepessen'in müze fikri, projelendirilmeye değerdir...”
Fatih Bozoğlu: Peki bu kadar bilim adamının altına imza attığı bu proje, neden bu kadar eleştirildi?
Özay Kartal: “Bu kadar önemli bir projenin eleştirilmesinden daha doğal bir şey olamaz ama eleştirinin dürüst, samimi ve iyi niyetle yapılmasını beklemek en doğal hakkımız. Eleştiriler şu temeldeydi; “Biz bu fikre karşıyız, projelendirilemez...” Proje ortaya çıkmadan, projeyi görmeden, proje daha fikir aşamasında iken karşılar! Fikri beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz… Bu sübjektif bir durumdur. Sen beğenmedin ama konunun uzmanı 15 bilim adamı çalıştayda beğendi ve projelendirmeye değer buldu! Sen onlardan, ne daha önemlisin ne de daha az. Önemli olan objektif, bilimsel veriler ışığında eleştiri yapmaktır. Projenin ne mimari projesi, ne statik projesi, ne yapı malzeme listesi, ne iklimlendirme projesi ortada. Çıktı bazı mimarlar; “bu bina ayakta durmaz” dedi. “Bu bina soğutulamaz” dedi. “Bu bina cam olacak, çok ağır olur” dedi. “Bina akrep yuvası olur” dedi ama kimse onlara, “Bunları hangi proje verilerine bakarak söylüyorsunuz?” demedi. Ortada fikir var proje yok! Kendine mimarım diyenler, olmayan proje üzerinden, proje eleştirisi yapıyorlar. Tam komedi! Daha mimarlarımız proje çalışmamış, daha inşaat mühendislerimiz statik çalışmamış, daha yapı malzeme mühendisleri, mekanik mühendislerimiz çalışmamış ama çıkmışlar; “Bu fikir projelendirilmesin…” diyorlar. Yani doğmamış çocuğu, doğmadan boğmaya çalışıyorlar. Bu eleştirileri samimi, yapıcı ve Bodrum'un hayrına görmemiz mümkün değil. Bizim eleştiriye çok ama çok ihtiyacımız var; ama objektif ve bilimsel temelleri olan eleştiriye. Ortada iki ihtiyaç var; Mausoleion; İklimsel tahribattan korunmalı ve şanına yakışır şekilde sergilenmeli. Bu iki ihtiyacı herkes kabul ediyor. Akademia Vakfı'nın amacı, bu konuda bilim insanlarımızdan onay almış; Mausoleion'un ana mimari hatlarını taşıyan, şeffaf yapı malzemeleriyle adeta bir fanus gibi inşa edilmiş bir yapı ile koruma altına alıp sergilemek. Mimari ve statik projemizi, bakanlığımızın değerli uzmanları inceleyecek, değerlendirecek. Ya kabul edilir, ya revize edilir, ya da yepyeni bir projenin çıkmasına vesile olur. Her halûkarda Bodrum kazanır. Evet, yıllardır çalışıyoruz, çok emek verdik ama bu konuda bir saplantımız da yok. Daha iyi bir proje önerisi gelirse onu da çalışırız. Yeter ki en doğrusunu bulalım...”