Ülkenin %47‘sinin git ülkeyi yönet dediği parti hakkında, kapatma davası.
Parti yetkilisinin ilk tepki cümlesi; " Demokrasi ile hukuk karşı karşıya getirilmemeli"
İlk bakıldığında cümleye, son derece demokratik, özgürlükçü ve modern bir yaklaşım.
Evet öyle. Ama biz bunu yemeyiz.
Demokrasi size %47 oy ile ülkeyi yönetme yetkisi verdi ama bu oyu size, ülkenin anayasasına sadık kalmanız şartıyla verdi.
Hatta, demokrasi size bu yetkiyi vermeden önce, bu şarta sadık kalacağınıza dair, namusunuz ve şerefiniz üzerine birde yemin ettirdi.
Peki nedir bu anayasanın değişmez şartlar?
Bu gibi sorulara genelde teknik ve karmaşık cevaplar verilir, aslında işin özü karmaşık değil ve son derece basittir.
Anayasa; bu topraklar üzerinde yaşayan insanların, birlikte yaşama mutabakatıdır.
Bu ülkeyi kurmak için kanlarını döken, onların ardında bıraktığı yetimlerin, dulların, yaşlıların ve
isimlerini bile bilmediğimiz binlerce kahramanın ortaya koyduğu şartlar bütünüdür bu anayasa.
Ve ülke kurucuları demişler ki; bu yasalar bütününde zamana ve ihtiyaca bağlı olarak, zamanı geldiğinde bir takım değişiklikler yapabilirsiniz, ama ilk 3 maddesini değiştiremezsiniz.
Nedir onlar ;
1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3) Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe?dir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı" dır. Başkenti Ankara‘dır.
Mesele bundan ibaret. Bu kadar basit.
E şimdi siz;
Milli eğitimi ve Emniyet teşkilatıda; Atatürk milliyetçiliği ilkesini ihlal edip, ümmetçiliği öne çıkarıp
Fettullahçıla teslim ederseniz.
Eğitimde; Laiklik ilkesini ihlal edip şeriatın simgesi türbanı, serbest bırakmaya çalışırsanız.
Adalet sisteminde; Katilin affına, maktulün ailesi karar verir diyerek yada AİHM‘in türban kararını ulemaya sormak gerekir diyerek şeriat hükümlerini getirmeyi düşünürseniz.
Dilimizin Türkçe olduğu ilkesini ihlal edip Türkçe kelimeler yerine bizzat milli eğitim bakanı arapça kelimeler önerirseniz.
Olacağı buydu.
Çünkü bu ülkeyi kuranlar cesur ve fedakar oldukları kadar zeki insanlardı. Kurdukları ülkenin anayasasını, art niyetli oldukları kadar tehlikeli zekalardan koruyacak mekanizmaları unutmadılar.
İşte bu gün bu mekanizma harekete geçti, önünde saygıyla eğiliriz.
Peki bu partinin Bodrum uzantıları, ne yapıyor dersiniz, yada ne düşünüyor.
Fikirlerini düşünceleri öğrenmek isteriz, köşemiz ve sitemiz onlara da açık.
Çünkü bizim özgürlükçü anlayışımız onların ki gibi sadece Türban‘a özgürlükten ibaret değil.
Parti yetkilisinin ilk tepki cümlesi; " Demokrasi ile hukuk karşı karşıya getirilmemeli"
İlk bakıldığında cümleye, son derece demokratik, özgürlükçü ve modern bir yaklaşım.
Evet öyle. Ama biz bunu yemeyiz.
Demokrasi size %47 oy ile ülkeyi yönetme yetkisi verdi ama bu oyu size, ülkenin anayasasına sadık kalmanız şartıyla verdi.
Hatta, demokrasi size bu yetkiyi vermeden önce, bu şarta sadık kalacağınıza dair, namusunuz ve şerefiniz üzerine birde yemin ettirdi.
Peki nedir bu anayasanın değişmez şartlar?
Bu gibi sorulara genelde teknik ve karmaşık cevaplar verilir, aslında işin özü karmaşık değil ve son derece basittir.
Anayasa; bu topraklar üzerinde yaşayan insanların, birlikte yaşama mutabakatıdır.
Bu ülkeyi kurmak için kanlarını döken, onların ardında bıraktığı yetimlerin, dulların, yaşlıların ve
isimlerini bile bilmediğimiz binlerce kahramanın ortaya koyduğu şartlar bütünüdür bu anayasa.
Ve ülke kurucuları demişler ki; bu yasalar bütününde zamana ve ihtiyaca bağlı olarak, zamanı geldiğinde bir takım değişiklikler yapabilirsiniz, ama ilk 3 maddesini değiştiremezsiniz.
Nedir onlar ;
1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3) Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe?dir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı" dır. Başkenti Ankara‘dır.
Mesele bundan ibaret. Bu kadar basit.
E şimdi siz;
Milli eğitimi ve Emniyet teşkilatıda; Atatürk milliyetçiliği ilkesini ihlal edip, ümmetçiliği öne çıkarıp
Fettullahçıla teslim ederseniz.
Eğitimde; Laiklik ilkesini ihlal edip şeriatın simgesi türbanı, serbest bırakmaya çalışırsanız.
Adalet sisteminde; Katilin affına, maktulün ailesi karar verir diyerek yada AİHM‘in türban kararını ulemaya sormak gerekir diyerek şeriat hükümlerini getirmeyi düşünürseniz.
Dilimizin Türkçe olduğu ilkesini ihlal edip Türkçe kelimeler yerine bizzat milli eğitim bakanı arapça kelimeler önerirseniz.
Olacağı buydu.
Çünkü bu ülkeyi kuranlar cesur ve fedakar oldukları kadar zeki insanlardı. Kurdukları ülkenin anayasasını, art niyetli oldukları kadar tehlikeli zekalardan koruyacak mekanizmaları unutmadılar.
İşte bu gün bu mekanizma harekete geçti, önünde saygıyla eğiliriz.
Peki bu partinin Bodrum uzantıları, ne yapıyor dersiniz, yada ne düşünüyor.
Fikirlerini düşünceleri öğrenmek isteriz, köşemiz ve sitemiz onlara da açık.
Çünkü bizim özgürlükçü anlayışımız onların ki gibi sadece Türban‘a özgürlükten ibaret değil.