Turizmci iş adamı Ali Güreli, Rabia Bakıcı Güreli, Oya Güreli ve Hüdai Osman Güreli’nin ortaklığındaki Bodrum Turizm Otelcilik ve İnşaat AŞ’ye (BTO İnşaat) tahsisli arazinin, 5 milyon euroya İngiltere merkezli Volia Limited’e satışıyla ilgili olarak İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada karar belli oldu.
Davanın özü, Ali Güreli ve ortaklarının, Bodrum-Türkbükü’ndeki tahsisli araziyi bünyesinde bulunduran BTO AŞ’yi İngiliz Volia Limited’e satması oluşturuyor. İngiliz şirket, en büyük hissedarı Ali Güreli olan BTO AŞ’yi satın aldı, ancak şirketi almalarının gerekçesi olan tahsisli arazinin tahsisinin iptal edildiğini sonradan öğrendi. Volia Limited, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu kapsamında, 1997 yılında 180 yataklı birinci sınıf tatil köyü yapmak şartıyla Ali Güreli, Osman Güreli, Oya Güreli ve Rabia Bakıcı Güreli’nin ortak olduğu BDT AŞ’ye tahsis edilen Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Türkbükü mevkiindeki 33 bin metrekare büyüklüğündeki arazinin tahsisinin 2007 yılında iptal edildiğini ve iptalle ilgili davanın devam ettiğini, satış gerçekleştikten sonra öğrendi.
Davayla ilgili karar tutanağında, tahsis iptaliyle ilgili kararın aynı yıl BTO AŞ’ye bildirildiğini, Bakanlığın iptal kararı sonrası BTO İnşaat’ın Muğla 1. İdare Mahkemesinde iptal davası açtığını ancak mahkemenin davayı reddettiğini söyledi.
Devamında BTO AŞ’nin 2010 yılında kararın iptali istemiyle Danıştay 6. Diresine dava açtığı ve mahkemenin kararın iptaline hükmettiği belirtilen karar tutanağında, Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin ilk kararında direndiği ve davanın yeniden reddine karar verdiği kaydedildi. Son olarak Danıştay İdari Davalar Kurulu’nun da davayı reddettiği ve 2017 yılında kararın kesinleştiğine dikkat çekildi.
Ali Güreli ve BTO AŞ’nin diğer ortakları, Bakanlığın tahsis iptal kararı sonrası dava sürerken, söz konusu araziyi 2 Aalık 2014 tarihinde İngiltere merkezli Volia Limited’e 5 milyon euroya sattı. O dönem Türkiye’de otel yatırımı yapmak için arazi arayışında olan şirket yetkilileri, pazarlığı bizzat Ali Güreli ile yürüttü.
Üzerinde başka hiçbir varlık bulunmayan BTO AŞ’yi, sadece tahsisli arazi nedeniyle satın alan ve bunun karşılığında Ali Güreli’ye ve diğer ortaklara 5 milyon euro ödeme yapan şirket, araziyi tel örgü ile çevirmeye gidince büyük bir şokla karşılaştı. İngiliz şirketin arazinin etrafını tel örgü ile çevirmek için gönderdiği ekipler, jandarma tarafından gözaltına alındı. Karakola giden şirket temsilcisi, arazinin devlete ait olduğunu ve tahsisinin iptal edildiğini öğrenince neye uğradığını şaşırdı.
Parayı iade etmediler
Bunun üzerine Volia Limited, BTO AŞ’nin, hisselerinin tahsis ön izin belgesinin varlığına bağlı olarak devralındığını, ön izin belgesinin Bakanlıkça iptal edildiğinin öğrenildiğini, ön izin belgesinin iptal edildiğinin kendilerinden gizlendiğini belirterek, ödenen 5 milyon euronun o zamana kadarki yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmek için 2015 yılının ağustos ayında Ali Güreli’ye ve ortaklarına ihtarname gönderdi. Bunun üzerine Ali Güreli, İkon Turizm ve Rabia Bakıcı Güreli, ‘2014 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince nama yazılı muvakkat ilmühaberlerin devri karşılığında alınan bedellerin iadesinin kesinlikle söz konusu olmayacağını, iddiaların ticari örf, adet, kurallara, dürüstlük kuralına ve basiretli tacirlik kuralına uymadığını’ belirterek parayı iade etmeyi reddetti.
Bilirkişi raporunda BTO AŞ haksız bulundu.
Mahkemenin karar tutanağında yer alan bilirkişi raporunda, Ali Güreli ile ortakları haksız bulundu. Bilirkişinin hazırladığı raporda, ‘’Sözleşmenin geçerliliği için tarafların ehil olması, sözleşmenin konusunun emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, genel ahlaka ve şahsiyet haklarına aykırı olmaması gerekir. Sözleşme yapıldığı sırada sözleşmenin konusunu oluşturan edimlerden biri objektif olarak imkansız ise, sözleşme geçerli değildir. İmkansızlık veya hukuki bir imkansızlık olabilir. Örneğin B, ‘ya sahibi olduğu arsayı parselleyerek 100 metrekarelik bölümünü satmayı vaat etmiştir. İmar planında ise 200 metrekareden az parsele izin verilmiyorsa hukuki imkansızlık mevcuttur. Özel mülkiyete tabi olmayan bir kamu malının satımı da bu şekildedir. Sözleşmenin geçerliliğine etki eden imkansızlık, sözleşmemin yapıldığı anda geçerli olan imkansızlıktır. Bu imkansızlığın sonradan farkına varılması sonucu değiştirmez. Sözleşme yapılırken imkansız olan edimin sonradan şartların değişmesi ile mümkün hale gelmesi, sözleşmeye geçerlilik sağlamaz. Sözleşme yapılırken mevcut imkansızlığın sözleşmenin geçerliliğine etki edebilmesi için, objektif bir imkansızlık olması gerekir. Yani sözleşmenin konusu herkes için imkansız olmalıdır. Edimin objektif olarak imkansız olduğunu bilmesine rağmen karşı tarafa söylemeyip sözleşme yapan kimse, karşı tarafın uğradığı zararı tazminde yükümlü tutulabilir. Sözleşme hükümsüzdür.’’ ifadelerine yer verildi.
Mahkemenin kararı
Bilirkişinin raporunu ve tarafların beyanlarını dinleyen mahkeme heyeti, Ali Güreli ve ortaklarının BTO AŞ’nin satışı sonrası davacı taraftan aldıkları 5 milyon euro satış bedeli ile satıştan kaynaklı 71 bin euro zarar tutarı olmak üzere 5 milyon 71 bin euronun 5 Ağustos 2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, BTO AŞ’deki hisseleri oranında Volia Limited’e ödemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verdi.