Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasında devasa bir fark var.
Evet doğru okudunuz cinsiyet ve toplumsal cinsiyet farklı diye bir şey var.
Nasıl mı?
Cinsiyet (sex), doğuştan gelen biyolojik özellikleri içeren bir terim olarak tanımlanıyor.
Toplumsal cinsiyet (gender) ise, sonradan öğrenilen ve cinsiyete toplum tarafından biçilen rol, sorumluluk ve davranış beklentilerini kapsayan bir terim olarak kabul ediliyor.
Bu tanım bizim ülkemize özgü bir kavram değil dünyada ‘cinsiyete bağlı sorun ve adaletsizliğin’ düzeltilmesi amacıyla bu ve benzer konularda oldukça yoğun çalışılıyor. Bu alanda yapılan çalışmalara göre, eşitliğin sağlanabilmesi, cinsiyetlere biçilen toplumsal rollerin değiştirilmesi ve eşitlenmesini de içeriyor. Çalışmakla kalmayıp uygulamaya da geçiyorlar. Çok enteresan valla başka dertleri yok galiba bu konunun çözümüyle uğraştıklarına göre. Gerçi bizde bazen sorunu ‘kabul ediyor gibi’ yapıp ardından ‘çözüyormuş gibi’ yapıyoruz yalan yok; hakkımız yenmesin.
Mesela en hızlıca hatırladığım; MEB 2019-20 yılı eğitim öğretim yılı hedefleri listesine toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin de eklenmesini bir kez daha tartışmaya açmış ama muhafazakâr kesimden aldığı tepkiler üzerine, bu dersi listeden kaldırmaya karar vermişti. Bunu listeye koymayı düşünmek bile neresinden bakarsan bak cürettir. Gerçi 2019 tabi daha bu kadar darlanmamışız ondandır.
Toplumsal cinsiyet demişken gelin hızlıca sayılarla Türkiye’de Kadın Olmak nasıl bir şeymiş göz atalım.
• Türkiye nüfusunun %49,9'unu kadınlar, %50,1'ini erkekler oluşturuyor.
Gayet güzel bir denklik var diyebiliriz.
• 25 yaş üstü nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin oranı: Kadın %9 Erkek %2
Eh kadın dediğin okuyup ne yapacak evinde oturup çocuklarına baksın zaten
• İş gücüne katılım oranlarında; Kadın %32 Erkek %72
Ama bakın şimdi okudunuz yetmiyor bir de çalışıyorsunuz. Buna sevineceğinize oranımız az bilmem ne. Artık böylesi şımarıklıktır diyim ben size
• TBMM'de 550 milletvekilinin 81'i Kadın
Kadın kota zorunluluğu olmasa 1 tane kadın görürdük gibi geliyor bana ya, hadi neyse...
• 27 Bakan içindeki kadın sayısı 1
Ben dediydim az önce! Bunlar hep mecburiyetten.
• 100 kadından 37'si yaşadığı çevrede kendini "güvensiz"
100 kadından 37'si yaşadığı çevrede kendini "orta güvensiz" hissediyor.
Allah allah neden ola ki?
• Toplumsal cinsiyet eşitliğinde Türkiye, 144 ülke arasında 130. sırada.
Bizden kötü 14 ülke var sonuncu da olabilirdik terbiyesizlik yapmayın.
• Konu ev işlerine gelince kadınlar çocuk bakımında %95
Çamaşır ve bulaşık yıkamada %86
Yemek günlük ev işlerinde %86 oranlarında görev yüklendikleri açıklandı.
Erkeklerin oranlarını yazmakla uğraşamadım kusura bakmayın zira ev işlerine vakit ayırmam gerekiyor.
• 2024 ilk altı ayı içerisinde 205 Kadın Cinayeti, 117 Şüpheli Kadın ölümü yaşandı.
Kim bilir nerde geziyorlardı da öldüler?
• 2023 yılında erkekler tarafından öldürülen 315 kadının %65', evinde öldürüldü.
Aaaa evdelermiş, Tüh!
Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair güzel bir yazı yazayım istemiştim ama yazamadım arkadaşlar çünkü olan şey yazılabilir - burada romantik kurgu roman yazmıyoruz sonuçta-
Vesselam, önce “kadın olmanın yükünü hafifletebilirsek” toplumda yer edinme çabalarına başlayabiliriz gibi görünüyor.
Buradan sonrasını kadınlar okumasa da olur çünkü lafım erkeklere;
Ne zamanki erkekler kadın olduğu için okutulmayan,
Çalıştırılmayan,
Çocuk yaşta evlendirilen,
Atanamayan,
Mobing gören,
Maaş adaletsizliği uygulanan,
Öldürülen,
Tecavüz edilen,
Değersizleştirilen kadınları görür, duyar, şahit olur onlar adına ses çıkarır ve eyleme geçerse bu ülkede “Kadın”danbahsetmek mümkün olur.
Sevgili erkekler;
İş verinizde, komşunuzda, mahallenizde, toplu taşımada, sosyal alanlarda, tatilde yani yaşadığınız, nefes aldığınız her alanda sizlerden gözlerinizi dört açmanızı istiyorum. Etrafınıza şöyle bir bakın bakalım cinsiyet eşitsizliğine dair neler görüp duyacaksınız? Evet ilk dikkatinizi çeken günlük konuşma içindeki küfür, deyim ve benzetmeler olacaktır. Adam gibi davran, karı gibi korkma ve elbette bol bol koymalı küfürler…. Adama gibi adam demişken önce düşüncelerinizi, sonra ağzınızı, en sonunda da eylemlerinizi değiştirebilirseniz bu kavramın üzerinde konuşabiliriz.
Toplum dediğinin %50,1’lik kısmı bu kısmı düzeltse devlet neler neler düzeltmek zorunda kalır.