Yıl 2019 Nisan, Venedik’teyiz.
Otelimizde konser afişini gördük, Vivaldi konseri vardı.
Akşam Vivaldi dinletisine 2 bilet alıp, gidiyoruz.
Tamamen Ortaçağ kıyafetleri içindeki müzisyenler, 2 saat nefis bir dinleti
sundular.
İlginçtir Vivaldi, Bajazet Operasını 1735 yılında Verona Karnavalı için yazmış.
Konusu, Beyazid’i yenen Timur ve Beyazid’in kızı Asteria ile Timur arasındaki sevgi ihanet vs.
Tüm Avrupa şehirleri, meydanları turistik yerler, Afrikalı, Orta Asyalı fakir göçmen insanlar ile dolu ve hepsi seyyar bir şeyler satmaya uğraşıyorlar.
Leonard Cohen’i hatırlatıyor nedense - everybody knows boat is leaking.
Acaba eskiden insanların vizyonları daha mı büyüktü?
-Napolyon Mısırı almaya gitmedi mi?
Rusya’yı almaya kalkmadı mı?
-Büyük Petro Rusya’yı değiştirdi, St. Petersburg gibi bir kent kurdu.
-Hitler tüm dünyayı ele geçirmeye çalışmadı mı?
Şimdi tüm gençlerin hayali, cep telefonuna aplikasyon yazıp köşeyi dönmek.
İnsanların hayali daha ne kadar küçülebilir ki?
Bir yandan karadeliğin fotoğrafını çekiyoruz; bir yandan Rusya’da, Avrupa’da, insanlar krallarını, eski zamanlarını özlüyor.
İlginç zamanlardayız.
Venedik’te ve tüm italya’da, “burada Çin malı yoktur” yazıları var.
Everybodys knows captain is lying (kaptan yalan söylüyor)
1735 Vivaldi -2019 şimdi…
Gelecekle geçmiş arasında kısılıp kaldığımız zaman dilimi aslında.
Nilüfer geliyor aklıma; “dünya dönüyor, sen ne dersen de…”
Devils Advocate (Şeytanın Avukatı) filminin son sahnesi, başlangıç sahnesiyle aynıydı, genç avukat yine kibrine yenik düşmüştü.
Konser çıkışında kafamda bunlar vardı.
Vivaldi’nin etkisi garip sanki.
Otele döndüğümde bilgisayarımdan müzik dinlemek için açtım.
Karşıma Cem Karaca çıktı,
Bağırıyordu Cem Karaca
Ömrüm, ömrümmmmm…
Sağlıcakla kalın
o.kartal@aol.com