Çavuşoğlu, Ak Parti Bodrum İlçe Başkanlığı yeni yönetiminin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 12 yılda çok büyük değişimler yaşadığını söyledi.
Özellikle Ab süreciyle birlikte Türkiye'nin çok önemli mesafeler katettiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Ab ile olan müzakerelerimizin özellikle fasıl açma açısından bazı sıkıntılarla karşılaşması 12 yıldaki kazanımlarımızı gölgelemez. Önümüze çıkarılan birçok engelin siyasi olduğunu biliyoruz. Bugün 17 tane fasıl, siyasi engeller yüzünden açılamıyor. Sadece Kıbrıs meselesi yüzünden 14 fasıl açılamıyor. Oysa bu açılamayan fasıllar da Türkiye açılış, müzakere kriterleri, bazılarının kapanış kriterlerini bile yerine getirmiş bir ülkedir. Biz inanıyoruz ki bu siyasal engeller kalktığında birçok faslı açabileceğiz" dedi.
"Avrupa kıtası ve Ab gibi kurumlar krizlerden güçlenerek çıkmıştır"
"Siyasi engeller var" diye atılması gereken adımlardan ve gerçekleştirilmesi gereken reformlardan vazgeçilmeyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, AB'ye üyelik sürecinde emin adımlarla ilerleneceğini kaydetti.
Ab ülkelerinin yaşadığı sorunlara değinen Çavuşoğlu, "Ekonomik ve Mali krizler konusunda Ab'ye bakışımız olumsuz etkilenebilir. Yine Avrupa'nın Ukrayna konusunda başarısız olması, dış politika, genişleme gibi politikalarının yanlış olması ya da birçok konuda duyarsız kalması bizi farklı duygular içerisine atabilir. Ama unutmamak gerekir ki Avrupa kıtası ve Ab gibi kurumlar krizlerden güçlenerek çıkmıştır. Ab, inşallah bu süreçten de güçlenerek çıkar. Ama bunun için bir vizyon değişikliğine gitmesi de şarttır" diye konuştu.
"Ab bizim vazgeçilmez bir sürecimizdir"
Birleşmiş Milletler de dahil özellikle uluslararası örgütlerin de reform yapması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, kendisini yenilemeyen uluslararası kuruluşların, ülkelerin, hükümetlerin etkinliğini giderek kaybettiğini belirtti.
BM'nin etkinliğini kaybetmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesinin kendisini reforme edememesi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Aynı şekilde Ab'nin kendisini gözden geçirip reforme etmesi lazım ki krizlerden, şu anki yaşadığı sorunlardan daha da güçlenerek çıkabilsin. AB bizim vazgeçilmez bir sürecimizdir. Bu süreçten vazgeçmemiz, kazanımlarımızdan vazgeçmemiz, demokrasiden geri adım atmamız mümkün değildir. Demokrasiyi ve demokratik kurumları güçlendirmemiz gerekiyor. Hak ve özgürlüklerin alanını genişletip güçlendirmemiz lazım. Özellikle bireylerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmek için çekinmeden cesur bir şekilde adım atmaya devam etmemiz lazım."
"Devlette, kurumlar da millet için vardır"
Türkiye'de yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesinin "devletçi zihniyet" olduğunu savunan Çavuşoğlu, "Bir zihniyeti değiştirmememiz. 'Her şey devlet için' anlayışını değiştirmemiz lazım. Devletin, milletten korkusunu yenmemiz lazım. 'Her şey devlettir. Millet de devlet için vardır' Oysa bunun tam tersi olması lazım. Devlette, kurumlar da millet için vardır. Bu zihinsel dönüşümü sağladığımız zaman yargıdaki, bürokrasideki, yerel yönetimler içerisindeki sorunların birçoğu çözülür" şeklinde konuştu.
Yeni bir anayasa yapma konusunda TBMM'nin sivil toplumun milletin gerisinde kaldığını ifade eden Çavuşoğlu, 4 partinin TBMM'de bir araya geldiğini fakat yeni bir anayasanın yapılamadığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, yeni bir anayasa yapılması konusunda çalışmalarının sürdüğünü, 12 Eylül Anayasası ne kadar değiştirilebilirse halkın da önünün o kadar açılacağını söyledi.
Gümrük Birliği Anlaşması ile ilgili sivil toplum örgütlerinin sorularını da yanıtlayan Çavuşoğlu, geçmişte yapılan bazı anlaşmaların dezavantajlarının günümüzde yansımalarının görüldüğünü kaydetti.
Gümrük Birliği Anlaşması'nın imzalandığı dönemde ihtiyaçlara cevap verdiğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Ama istediğimiz gibi bir anlaşma değil. Özellikle müzakerelerinin uzun sürmesi açısından, uzun sürdüğü için de Gümrük Birliği Anlaşması'ndaki dezavantajlar, ticaretimize ve ekonomimize yük getirmeye başladı" dedi.
ABD ve Ab'nin Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı (TTIP) anlaşması için müzakerelere başladığını hatırlatan Çavuşoğlu, bu anlaşmanın içerisinde yar almak için müzakerelerin sürdüğünü belirtti.
"Vizesiz dolaşım hakkı konusunda Ab'nin çifte standardı var"
Vizesiz dolaşım hakkı konusunda Ab'nin çifte standardının bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"AB'nin mahkeme kararlarına saygı duymadığını, ülkelere değişik politikalar uyguladığını görüyoruz. Bunu kökten çözmek için diyaloğu başlattık. İnşallah 3-3,5 yıl içerisinde Ab, Schengen üyesi ve Schengen'i tanıyan ülkelere vatandaşlarımız vizesiz bir şekilde seyahat edebilecek. Aslında Ankara Anlaşması'na göre vatandaşlarımıza Vize uygulanmaması gerekir. Uygulanmıyordu da. 12 Eylül darbesinden sonra Almanya'ya sığınan mülteci sayısı 84 bin olunca Vize uygulaması Almanya'dan başladı. Darbenin etkisini hala görüyoruz. Darbe basit bir etki bırakmıyor. Onun için her türlü darbeye her zaman karşı durmak zorundayız."