Tarih bilimi niçin önemlidir.
Tarih, tarihi kırılma noktalarını, tamda o an, sıcağı sıcağına yaşarken, neler olup bittiğini anlayabilmek için çok önelidir.
Ne kadar geçmişi iyi biliyorsan, yaşananlara o kadar uzaktan kuşbakışı bakma şansın oluyor.
Tarihi ne kadar az biliyorsan, yaşadığın olaylara o kadar yakından bakmak , daha yakından bakmak zorunda kalıyorsun, yakınlaştıkça da detaylarda kaybolup geneli kaçırıyorsun.
Tarih bilgisi güncel olaylara daha geniş açıdan bakma, ve geçmişteki benzer örnekleriyle karşılaştırma yaparak bir tahminde bulunma şansıda veriyor.
Ülkemizde tarihi günler yaşanıyor, yazılıyor.
Her şeyden önemlisi, son olaylar gösteriyor ki darbeler sadece hükümetlere karşı yapılmıyormuş, hükümetlerde darbe yapabilir yormuş.
Emin olun tarih bu yaşananları AKP‘nin 2008’deki sivil darbe girişimi olarak yazacaktır.Eğer başaramazlar ise tabii. Yok eğer başarırlarsa "Darbe"
Peki neye karşı darbe?
Cumhuriyet devrimlerine karşı,
Atatürk‘e karşı,
Atatürk’ün bize öğrettiği anti-emperyalizm‘e karşı,
Sorgulayan, şüpheci dogmalardan uzak bilimsel aydınlık düşünceye karşı,
Ümmetin yerine, yurttaşlık bilincine karşı,
Ulusalcılığa karşı,
Amerikan mandalcılığı yerine , tam bağımsızlık diyenlere karşı,
Irak‘ta 1,5 milyon Müslüman öldürülmesin diyenlere karşı,
Ulusal kaynaklarımız yabancılara peşkeş çekişmesin diyenlere karşı,
Ilımlı İslam modeline hayır diyenlere karşı,
Arapça kelimeler yerine inadına öz Türkçe yazanlara karşı,
35 insanı diri diri yakanlar adil yargılansın diyenlere karşı,
Kısacası Türk ulusunu, ulus yapan tüm değerlere karşı.
Çünkü onlar ulus istemiyor, millet istemiyor, tek istedikleri Amerikan sopasıyla rahatça güdebilecekleri ümmet.
1923 den beri iktidara sahip olan ulusalcı Atatürkçü güçler, %47 oy çokluğu ile hükümeti ve bir çok bürokratik kadroyu ele geçirmiş olan İslamcı kesim tarafından tasfiye edilmek isteniyor.Gelinen nokta iktidar mücadelesidir.
Buldukları yöntem ise gülünç, ulusalcılığın tüm ateşli savunucuları cuntacı, darbeci! Bir yıla yakın tutuklu bulunan insanlar savcının iddianamesi hala ortada olmadığı için neyle suçlandıklarını bile bilmeden cezaevinde yatıyorlar.
Tüm bunları hangi cesaretle yapıyorlar, bence % 47 oydan çok, gerek Amerika, gerek AB gerekse onların yerli işbirlikçilerinden aldıkları güçle yapıyorlar.Bu bir bilek güreşi.
Bu bilek güreşinde her şeyden daha çok bilmek istediğimiz, Anayasa ile bu Cumhuriyeti "koruma ve kollama" görevi verilmiş olan TSK‘nın pozisyonu.
Yine tarihe dönüp bakalım benzer örneklerde yaşanan ortak payda nedir diye?
Dünyanın siyasi tarihinde değişmez bir gerçek karşımıza çıkıyor.Rejim değişimi kansız olmaz.
Bu gidiş nereye?
Tarih, tarihi kırılma noktalarını, tamda o an, sıcağı sıcağına yaşarken, neler olup bittiğini anlayabilmek için çok önelidir.
Ne kadar geçmişi iyi biliyorsan, yaşananlara o kadar uzaktan kuşbakışı bakma şansın oluyor.
Tarihi ne kadar az biliyorsan, yaşadığın olaylara o kadar yakından bakmak , daha yakından bakmak zorunda kalıyorsun, yakınlaştıkça da detaylarda kaybolup geneli kaçırıyorsun.
Tarih bilgisi güncel olaylara daha geniş açıdan bakma, ve geçmişteki benzer örnekleriyle karşılaştırma yaparak bir tahminde bulunma şansıda veriyor.
Ülkemizde tarihi günler yaşanıyor, yazılıyor.
Her şeyden önemlisi, son olaylar gösteriyor ki darbeler sadece hükümetlere karşı yapılmıyormuş, hükümetlerde darbe yapabilir yormuş.
Emin olun tarih bu yaşananları AKP‘nin 2008’deki sivil darbe girişimi olarak yazacaktır.Eğer başaramazlar ise tabii. Yok eğer başarırlarsa "Darbe"
Peki neye karşı darbe?
Cumhuriyet devrimlerine karşı,
Atatürk‘e karşı,
Atatürk’ün bize öğrettiği anti-emperyalizm‘e karşı,
Sorgulayan, şüpheci dogmalardan uzak bilimsel aydınlık düşünceye karşı,
Ümmetin yerine, yurttaşlık bilincine karşı,
Ulusalcılığa karşı,
Amerikan mandalcılığı yerine , tam bağımsızlık diyenlere karşı,
Irak‘ta 1,5 milyon Müslüman öldürülmesin diyenlere karşı,
Ulusal kaynaklarımız yabancılara peşkeş çekişmesin diyenlere karşı,
Ilımlı İslam modeline hayır diyenlere karşı,
Arapça kelimeler yerine inadına öz Türkçe yazanlara karşı,
35 insanı diri diri yakanlar adil yargılansın diyenlere karşı,
Kısacası Türk ulusunu, ulus yapan tüm değerlere karşı.
Çünkü onlar ulus istemiyor, millet istemiyor, tek istedikleri Amerikan sopasıyla rahatça güdebilecekleri ümmet.
1923 den beri iktidara sahip olan ulusalcı Atatürkçü güçler, %47 oy çokluğu ile hükümeti ve bir çok bürokratik kadroyu ele geçirmiş olan İslamcı kesim tarafından tasfiye edilmek isteniyor.Gelinen nokta iktidar mücadelesidir.
Buldukları yöntem ise gülünç, ulusalcılığın tüm ateşli savunucuları cuntacı, darbeci! Bir yıla yakın tutuklu bulunan insanlar savcının iddianamesi hala ortada olmadığı için neyle suçlandıklarını bile bilmeden cezaevinde yatıyorlar.
Tüm bunları hangi cesaretle yapıyorlar, bence % 47 oydan çok, gerek Amerika, gerek AB gerekse onların yerli işbirlikçilerinden aldıkları güçle yapıyorlar.Bu bir bilek güreşi.
Bu bilek güreşinde her şeyden daha çok bilmek istediğimiz, Anayasa ile bu Cumhuriyeti "koruma ve kollama" görevi verilmiş olan TSK‘nın pozisyonu.
Yine tarihe dönüp bakalım benzer örneklerde yaşanan ortak payda nedir diye?
Dünyanın siyasi tarihinde değişmez bir gerçek karşımıza çıkıyor.Rejim değişimi kansız olmaz.
Bu gidiş nereye?
