CHP Bodrum belediye başkan aday adayları bir telaş koştular başvurularını yaptılar, yetmedi basın açıklamalarını yaptılar, o da yetmedi mangalda kül bırakmadılar.
İlginç olan hem aday adayları yarışta, hem de aday adaylarını belirlemek isteyen milletvekili, eski milletvekili ve eski ilçe başkanları gibi aday “abileri” yarışta.
Bu aslında CHP’de olan demokrasiyi ve olmayan lider sultasını gösterir.
Fakat ilginç olan durum tüm aday adaylarının ve aday “abilerinin” hedef tahtasına Mehmet KOCADON’u koymaları.
CHP’nin aday adayları tarafından toplumda öyle bir algı yaratılıyor ki; Sanki Bodrum’da yerel seçimlerin galibi kesinlikle CHP, o sebepten CHP’nin adayı kimse o Bodrum belediye başkanı olacak.Öyle bir algı ile siyaset yapıyorlar ki, sanki belediye başkanlığının mazbatası CHP’nin ilçe ofisinde sahibini beklemekte.
Unutulmaması gerekir, “toplumu gerçekler değil algılar yönetir. “ ve bu yanlış algı ancak ve ancak halkçı ve laik cephenin karşısındaki bloğun işine yarar.
Mazbata partilerin kasasında değil, seçim sandığında, sandıktan kimin çıkacağının da garantisi yok, 2009 seçimlerinde olduğu gibi.
Karşımızda duran esas sorun; aslında tüm yarımadayı kimin değil hangi zihniyetin yöneteceği.
CHP’li aday adayları tarafından yaratılan algı Bodrum’u CHP ilçe teşkilatı içinden gelen aday mı yoksa CHP’ye dışardan gelecek aday mı yönetecek? Bu yaratılan durum çok tehlikeli ve yanlış.
Deniyor ki; “90 yıllık parti içinden aday çıkaramazsa kapısına kilit vursun muş.”
“Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer“ mantığı. İşte bu zihniyet 90 yıllık Atatürk Cumhuriyetini 9 yıllık düşmanı partiye teslim etti.
Kapı, sadece CHP’nin taşıdığı değil, artık CHP’yi taşıyacak isimlere de açık olmalı, birleşme, bütünleşme ve başarı adına.
Neden görmüyorlar? Bodrum’u yönetmek isteyen milliyetçi ve laik olmayan cepheler bu seçimlerde ittifak oluşturacaktır. Ticaret odası seçimlerinde oluşturulan ittifaka bakın, daha güçlüsünü oluşturacaklarından herkes emin olsun. Onlar için genel siyasi profili sol olan bu sandıktan çıkmanın tek yolu, karşı blokun bölünüp aradan üçüncü adayın çıkması.
Bölünen sol bloka karşı birleşen sağın önü açılır.
Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda Bodrum halkçı olmayan ama milliyetçi, laik olmayan ama ümmetçi bir zihniyetine teslim edilmiş olur.
Bodrum’da kaybeden bir CHP ise zaten Muğla büyükşehri de kaybetmiş demektedir.
Bu tablo çok uzaklarda CHP genel merkezinde gayet net ve açık görülüyor. CHP genel merkez başarıya odaklanmış, resmin tümünü görüyor. Bodrum’a herhangi bir ilçe, Bodrum’daki siyasi aktörlere de sıradan yerel siyasetçisi gözüyle bakmıyor. Kendi renklerini ve siyasi ilkelerini benimsemiş kendisine yeni güç ve enerji katacak isimlere kucağını açıyor.
Bodrum’da denize düşen bir taşın dalga dalga tüm Türkiye’yi etkileyeceğini biliyor.
Ya sahil şeridi Bodrum kalesinin düşmesiyle yeşile boyanmaya başlayacak ya da Bodrum’un ışıklı mavisi CHP’nin renkleriyle buluşacak.
Bu tablo neden ta Ankara’da CHP genel merkezinde görülürde, çok yakında CHP Bodrum’da görünmez?
Olsun varsın, kabulümüzdür! Her ulu çınarın kurdu kendi içinden olurmuş! Yapılır bir taze aşı, dallar yeşillenir uzanır Bodrum’un mavi göğüne.
