Korumaya çalıştığımız kültürel değerlerimiz bir bir tahrip ediliyor!
Neden biliyor musunuz? Kültürel değerleri tahrip ettikten sonra doğal değerleri tahrip etmenin yolu açılıyor.
Birinci derece arkeolojik sit alanı Kilisebükü’nde de olan bu.
Kilisebüküne adını veren Bizans döneminden kalma bir kilisesi vardır. Hala duvarları ayakta, tabanında mozaikleri ve freskleriyle korunmaya muhtaç halde beklemektedir.Çoğunlukla, mavi yolculuk kaptanlarının bildiği, misafirleri arkasına katıp bu kiliseyi gezdirmezse kimsenin farkında olmadığı korumasız bir tarihi eserimizdir.
Klisenin duvarını süsleyen yer yer silinmiş freskler içerisinde çok etkileyici bir bölüm günümüze kadar ulaşmıştı. Zeugmanın çingene kızının gözleri gibi bu kilise duvarında resmedilmiş bir azizenin gözleri günümüze kadar ulaşmıştı.
Gözlerindeki mana ve renk ile adeta “ yok olmak üzereyim, imdat” dercesine size bakardı.
“Bakardı! “ diyorum çünkü artık o gözler yok. Yakın zamanda insan suretindeki bir mahlûkat tarafından duvardan kazınarak yok edilmiş.
Ne adına böyle bir şey yapılır anlamak mümkün değil.
Yurdumuzdaki kiliselerin içerisindeki fresklerin çoğunun yüzü bu durumda tahrip edilmiştir. Ne adına niçin böyle bir şey yaparlar gerçekten anlamak mümkün değil. Din adına böyle bir şey yapıyorlar ise kendi dinlerinde de haberleri yok demektir zira İslam dini Hristiyanlığı hak dini ve İsa peygamberi Allah’ın gönderdiğini emreder.
Sonuçta orada korumasız bir hazine durmakta, 1000 yılın tahribatından korunmuş bir azizeyi 1 yıl içerisinde koruyamadık ve kaybettik.
Kilisebükü ile özdeşleşecek hem tarihi hem turistik bir değerimizi kaybettik.
Allahtan, yapanlara, akıl fikir, korumayan yöneticilerimize de vicdan diliyorum
.jpg)
.JPG)
