Mısır, tarihte eşine az rastlanır bir devrime imza attı.
Öne çıkan istekleri daha fazla özgürlük, insanca ve demokratik yaşamdı. Bu insanca isteklerinin önündeki en büyük engel ise otoriter tek adam yönetimiydi.
Mısır kendi tarihine onurlu bir başlık attı.
Türkiye‘de ise Atatürk‘ün Türk tarihine attığı onurlu başlığı yok etme çabaları hızlandı.
Mısır otoriter tek adamdan kurtulurken, Türkiye otoriter tek adamlığa doğru hızla ilerlemekte.
AKP nin siyasi felsefesi, Atatürk‘ün devrimleriyle hesaplaşmaktır.
AKP siyasi hedefi karşı devrimdir.
Ve kabul etmek gerekir ki bunu Atatürk devrimlerinin nimetlerini kullanarak yapıyorlar.
Demokrasiyi kullanarak adım adım demokrasiyi ortadan kaldırıyorlar.
Televizyonlarda, gazetelerde, tartışma programlarında ve haberlerde, bir tiyatro sahneleniyor halka, utanmaz bir tiyatro.
Yasamayı, yürütmeyi ve en sonunda yargıyı ele geçiren bir iktidarın demokrasi oyununu sahneleyen soytarı çoğu.
Öte yandan, nasıl olsa en son kertede askerimiz var diyenler panikte.
TSK görevini belirleyen yasa ne diyor? "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır".
Dikkat edin, sadece korumak demiyor yasa, kollamak da diyor.
Kollamak nedir, gerçekleşmesi muhtemel tehlike ve olaylara karşı tedbir ve önlem almak. Kollamak için darbe yapmak mı gerek?
Ben TSK‘nın darbe yapmadan, demokrasiyi rafa kaldırmadan da kollama görevini yapabileceğinin mümkün olduğunu düşünenlerdenim.
Bunu da yapamıyorsa Batum hocanın dediğine katılmak lazım, kağıttan kaplandır TSK o zaman.
Her on generalinden biri içeri atılmış bir TSK, bunun stratejik bir çalışma olduğunun farkına varamıyorsa vay halimize.
Ama siyasi tarih derslerinde öğretilen en önemli kavramlardan biri de nedir biliyor musunuz? İktidar değişiklikleri kansız olabilir, fakat rejim değişiklikleri hep kanla olmuştur.
Tanrı böylesi bir kandan ülkemi korusun.
Özay KARTAL
AHVAL
