Basın açıklamasında ayrıca Bodrum Belediyesi Eski İmar Müdürü Bülent Bardak’ın konuyla ilgili sosyal medyadan yaptığı eleştirisinin ardından Bodrum Belediye Başkanlığı tarafından Mumcular Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’ne gönderilmesine de tepki gösterildi.
İlk olarak MUÇEP Bodrum Meclisi Eş Sözcüsü Umay Karabaş tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Basına ve Kamuoyuna,
11-12 Haziran tarihlerinde Bodrum Belediyesi iş birliğinde Bodrum Tanıtma Vakfı (BOTAV) organizasyonuyla “Bodrum’un sorunlarının ortak akılla giderilmesine yönelik” bir ‘arama konferansı’ yapıldığını yerel basın haberleriyle öğrendik.
Böyle bir konferansta örneğin Bodrum Belediyesi’nin tüm birimleri var mıydı?
Kent Konseyi’ne, TMMOB’a, Baro’ya, sendikalara, kadın örgütlerine, MUÇEP’in de içinde olduğu sivil toplum örgütlerine davet gitti mi?
Hayır gitmedi.
Belediye’nin ya da BOTAV’ın sosyal medya hesaplarından çağrısı, daveti olmasa da bilgisi paylaşılmış mı? Hayır.
BOTAV, kendi internet sitesinde varlık nedenini şöyle anlatmış: “Bodrum’un en büyük farkları olan tarihsel, doğal, kültürel ve insani değerlerini; bu değerlere yakışacak nitelikteki tanıtım çalışmalarıyla dünya genelinde tanıtarak, turizm pazarından daha fazla gelir elde edilebilmesini sağlamak, vakfımızın ebedi varlık nedenidir.”
Dolayısıyla, Bodrum’un tüm değerlerini kendi anladıkları biçimde turizm için pazarlama ve bu bağlamda pazarlık konusu yapmayı amaç edinmiş, sermaye odaklı bir “vakıf”tan bahsediyoruz. Kendi internet sitelerinden üyelere de bakabilirsiniz, hatta bakmanızı salık veririz. Büyük çoğunluğu sadece Bodrum’u değil ülkenin geri kalanını da oldukça hırpalamaktan geri durmayan, bu konuda özellikle son zamanlarda en çok teşvik edilen büyük inşaat firmaları ve uluslararası zincir oteller. Kurumsal üyeler de var.
Bu yapı bize bir yerlerden tanıdık geliyor… BOTAV adeta Bodrum’un MUÇEV’i haline gelmiş.
Henüz bir sonuç bildirgesi yayınlanmadı, paylaşılmadı. Dolayısıyla yerel basındaki haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla, “gelecek senaryoları ve mevcut durum değerlendirmesi”, “gelecek tasarımı”, “stratejik yol haritası” başlıklarıyla çalışmalar yapıldığı söyleniyor.
Başlıklara bakınca tüm kenti ve bu kentin tüm paydaşlarını çok yakından ilgilendiren, ama organizasyon öznesine bakınca çok dar bir perspektife sıkıştırılmış, davet edilmeyenlere bakınca bu dar perspektifte kalması için özel çaba harcanmış izlenimi yaratan bir toplantı olduğunu görüyoruz. Burada yerelin ortaklaştığı bir ortak akıl bulmak mümkün müdür? Bir “arama konferansı” olduğu iddia ediliyor. Acaba tam olarak neyi aradınız? Aradığınızı iki günde buldunuz mu?
Basına yansıyan fotoğraflarda, panoya/kağıda yazılmış, “şeffaf yönetim, hesap verebilirlik, ortak akıl, katılımcılık” sözcükleri var. İtiraf edelim, kağıt üstünde oldukça şık duruyorlar. Lakin fiili durumda olan bu mudur?
Yerel yönetim, tüm Bodrum’un kaderiyle ilgili olan bu toplantıya kendi birimlerinin tamamını dahi çağırmamıştır. Şeffaf yönetim? Vakıf kendi yayınladığı sadece 28 sayfalık “Bodrum Bilgi Notu” adlı belgede, bölgede faaliyet gösteren başlıca STK’ları şu şekilde sıralamıştır: BODTO, Esnaf Odası, Deniz Ticaret Odası, Şoförler Odası, Denizciler Derneği, BODER, Sağlık Vakfı, BOFAD- Bodrum Folklor Araştırmaları Derneği ve elbette kendileri, BOTAV. Liste bu kadar olabilir mi? Bodrum’un ortak aklı bu liste ve vakfın belirlediği öbür paydaşlarla mı sınırlıdır? Bunun kabul edilebilir bir yanı var mıdır? Kendini “Bodrum’un tanıtım gücü” diye tarif eden bir oluşumun Bodrum’u hangi açıdan tanıdığı ve tanıttığı bu bilgi notunun yetersizliği ve tek taraflılığı ile de aslında ortaya konmaktadır. Dolayısıyla, bir kente dair “gelecek tasarımı” gibi oldukça iddialı niyetleri epey kaygı vericidir. Katılımcılık, panoya yazılmış bir hoş seda olarak kalmıştır.
Oysa Bodrum’un ve Bodrumluların belleğinde, arşivinde, yıllar içindeki emek yoğun çalışmalarında, pek çok disiplinden ortaya konmuş yayınlarda Bodrum’un sorunlarıyla, yapılması gerekenlerle ilgili bilgilerin tamamı mevcuttur. Neden sadece raflarda durduklarını, neden habire aynı eksende toplantıların yapıldığını ve açıkçası bu kentin bu bağlamda neden sürekli vakit kaybettiğini anlamak mümkün değildir. Yerel yönetim içinde bu gibi soruları soranların da sürekli yerinin değiştiğini ama bu ve benzeri soruları hiç sormayıp akışa, gidişe yol veren kimilerinin ise sabit durduğunu gördükçe ortak yaşamın kaderi ve bu kentin huzurla yaşanılan, korunan bir yer olabilmesi konularında kaygılarımızın yerinde olduğunu anlıyoruz.
Bilinmesini isteriz ki, bu kentin tek taraflı, sermaye odaklı gelecek planlarına teslim edilmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. İki sene önce, Global Turizm Forum sonrası yaptığımız açıklamada, hangi taraftasınız diye sormuştuk. Bir kez daha soruyoruz: Hangi taraftasınız? Korumanın en kalıcı yatırım olduğu bilgisi ve bilinciyle, biz korumaktan yanayız. Yatırım, kalkınma, turizm adı altında Bodrum’un daha da hırpalanmasından yana değiliz. Yerel yönetimi de korumaktan yana olanlarla yol yürümeye bir kez daha davet ediyoruz.
MUÇEP Bodrum Meclisi
Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu adına basın açıklamasını okuyan Av. Feyha Karslı ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Bodrum’un sorunlarına ortak akıl yöntemiyle “bakmak ve çözüm bulmak için” düzenlediğini belirten bu arama konferansına Bodrum Belediye Başkanı ve BOTAV başkanı sıfatı ile Ahmet Aras’ın yaptığı çağrı Bodrum Kent konseyine, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına ve Bodrumluya da iletilmedi.
Başkanın her zaman sözünü ettiği katılımcı çoğulcu demokratik yerel yönetim anlayışının, ortak akıl yönteminin sözde kaldığı ilk çalışma bu konferans olmadığı gibi sonuncusu da olmayacaktır. Bodrumun tarihinde yapılmış birçok çalışmanın dikkate alınmadığı, çoğulcu, katılımcı sürecin işletilmediği, ortak akıl aramanın, ortak aklın sözde kaldığı örnekleri çoğaltabiliriz. Global forum, Ant Heaven, sivil toplum karşı çıkışıyla engellediğimiz doğalgaz konusu, Usuluk, çevre yolu projesi, Cennet Koyu talanı, yoksulluk, inşaat yasağı, over turizm ve Bodrum’da nasıl bir turizmin tartışılmaması gibi. Bizler demokratik çoğulcu, katılımcı yerel yönetim ve süreçlerde ısrarımızdan vazgeçmedik ve her zaman Başkana sözümüzü, eleştirimizi çözüm süreçleriyle birlikte ilettik. İletirken Müzakere yolunu hep açık tutmayı seçtik. Ama bugün geldiğimiz yerde gördüğümüz, kamuoyuna, bizlere söylenen sözler sadece iyi bir vizyon stratejisi ile söylenen içi boşaltılmış, uygulaması olmayan sözlermiş. Belediye dışında bu içi boşaltılmış parlak sözlerle bir süreç götürmeyi seçenler, belediye için de de elbette demokratik olmayan idari süreçleri yaratıyorlar. Ve BOTAV Arama Konferansına, Kent Konseyi, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin davet edilememesini sosyal medyada eleştiren Mimar Bülent Bardak belediyedeki görev yerinden başka bir yere gönderildi. Sayın Başkan, ya demokrasiden, çoğulculuktan, katılımcılıktan, şeffaflıktan, eşitlikten taraf. Ya doğadan taraf, ya Bodrum’dan tarafsınızdır, ya da değilsinizdir. Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatı olarak ortada duruyor. Biz bugün asil olanlar olarak belediyedeyiz. BOTAV Arama Konferansının düzenlenmesi, çağrılılar, konferansın bütçesinin nasıl ve nelerden oluştuğu, kimin ödediği hakkında açıklama bekliyoruz ve takipçisi olacağız.”