Dümeni tutan er kişi, tekne zaten bu yöne gidiyor, boşver der mi?
"Çevir bre dümeni istediğimiz yöne gidelim" diyen olmaz mı?
Mesele dümeni çevirebilmekte değilmiş oysa.
Mesele ve marifet, gidilecek doğru rotayı çizebilmekde imiş.
Hele bir de yol alınan deniz Ege gibi şarabi renkli, kısa ve derin dalgalı, sağnağı, çevirimi bol rüzgarlı bir deniz ise, vay haline kaptanın.
İşte Bodrum da kıyılarına sere serpe serildiği Ege denizine benzer.
Üstünde yol almak, ne zor!
Nasıl, denizde havayı rüzgarı bilmeden yol olmak olmaz.
5000 yıllık tarihi olan topraklarda da, toprağın altını bilmeden yol almak olmaz!
Toprağın altını bilmeden üstüne yapı konumur mu?
Toprağın altını bilmeden üstü düzenlenir mi?
Toprağın altına saygı duymadan, bismillah başlanır mı işe?
Toprak sessiz ve dilsizdir.
Toprağın tarihi ise hem seslidir, hem dillidir.
Bodrum‘un topraklarında her metre derinlikte 100 yıl geri gidersin.
Sanayi sitesinin toprağını kaz daha 2 metrede hipodrum basamakları, merhaba der sana.
1 Nolu sağlık ocağı yanında daha yeni kurtarma kazısı yapılan alanda 1 metrede roma dönemi pazar alanı karşılar seni.
Askerlik şubesi ile belediye binası arasında 1metre derinlikte 1000 yıllık Agora duvarları karşıladı işçileri.
Yalnız cansız taşlar değil, Herodotlar, Artemisya‘lar, Panyasisler, Cevat Şakirler ve Neyzenler de o toprakların altındadır.
Bu örnekler yüzlercedir Bodrum‘da.
Bunları bilmeden ne koyabilirsin ki, üstüne.
Dünyanın yedi harikasından birinin Bodrum‘da olduğunu unutmak olur mu?
Yok yinede kararlıysan eğer bunları düşünmeden yol almaya!
Ege denizinin, havasından, rüzgarından habersiz kaptanın halidir, halin.
"Çevir bre dümeni istediğimiz yöne gidelim" diyen olmaz mı?
Mesele dümeni çevirebilmekte değilmiş oysa.
Mesele ve marifet, gidilecek doğru rotayı çizebilmekde imiş.
Hele bir de yol alınan deniz Ege gibi şarabi renkli, kısa ve derin dalgalı, sağnağı, çevirimi bol rüzgarlı bir deniz ise, vay haline kaptanın.
İşte Bodrum da kıyılarına sere serpe serildiği Ege denizine benzer.
Üstünde yol almak, ne zor!
Nasıl, denizde havayı rüzgarı bilmeden yol olmak olmaz.
5000 yıllık tarihi olan topraklarda da, toprağın altını bilmeden yol almak olmaz!
Toprağın altını bilmeden üstüne yapı konumur mu?
Toprağın altını bilmeden üstü düzenlenir mi?
Toprağın altına saygı duymadan, bismillah başlanır mı işe?
Toprak sessiz ve dilsizdir.
Toprağın tarihi ise hem seslidir, hem dillidir.
Bodrum‘un topraklarında her metre derinlikte 100 yıl geri gidersin.
Sanayi sitesinin toprağını kaz daha 2 metrede hipodrum basamakları, merhaba der sana.
1 Nolu sağlık ocağı yanında daha yeni kurtarma kazısı yapılan alanda 1 metrede roma dönemi pazar alanı karşılar seni.
Askerlik şubesi ile belediye binası arasında 1metre derinlikte 1000 yıllık Agora duvarları karşıladı işçileri.
Yalnız cansız taşlar değil, Herodotlar, Artemisya‘lar, Panyasisler, Cevat Şakirler ve Neyzenler de o toprakların altındadır.
Bu örnekler yüzlercedir Bodrum‘da.
Bunları bilmeden ne koyabilirsin ki, üstüne.
Dünyanın yedi harikasından birinin Bodrum‘da olduğunu unutmak olur mu?
Yok yinede kararlıysan eğer bunları düşünmeden yol almaya!
Ege denizinin, havasından, rüzgarından habersiz kaptanın halidir, halin.